Doğu Roma İmparatorluğu’nun siyasî ve askerî başarısızlıklar yaşamaya başladığı VI. yüzyıldan itibaren, Anadolu yarımadası birbiri ardınca Sasaniler ve Müslüman Araplar gibi komşu güçlerin hedefi haline gelmiştir. Hadiseler sosyo-ekonomik durumu derinden etkilemiş ve bunun sonucunda yarımada yerleşmeleri ile sakinleri bir hayli kayba uğramışlardır. Doğu Roma’nın X. yüzyılda toparlanıp karşı atağa geçmesine değin süren bu durum, Selçuklu Türkleri’nin yarımada içlerine hızlı ilerleyişi ve bunu takiben başlayan Haçlı seferleri ile yeni bir boyut kazanmıştır. Anadolu’ya yönelik sefer güzergâhlarının incelenmesi, söz konusu meselelerin aydınlatılması yanısıra, yarımada yerleşmeleri ve sosyo-ekonomik durumun izahında hayli faydalıdır.
The Anatolia Peninsula had been an objective of the neighbouring powers such as the Sassanids and the Muslim Arabs one after the other onwards the VIth century in which the Eastern Rome began to live political and military failures. The events effected the socio-economic situation deeply and as a result of this the settlements and the population of the peninsula incurred a great deal of losses. The situation, which continued until the recovery and the counter attack of Eastern Rome in Xth century, gained a new extent by the rapid advent of the Saljuqid Turks into the peninsula and with the begining of the Crusades following this. Examining the campaign routes directed towards Anatolia, is useful for explaining the peninsula settlements and the socio-economic situation besides enlightening the aforesaid issues.