Bu makalede Türk edebiyatı ve kültür tarihinde popüler tarihsel romanlarıyla tanınan mimar Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun Erken Cumhuriyet Dönemi’nde kaleme aldığı mimarlık metinlerinde köy ve kenti nasıl tahayyül ettiği, kırsal ve kentsel mekânda yapılı çevreyi ve mimarlığı nasıl algıladığı, özellikle köycülük konusundaki düşüncelerini ve otoriter mimarlık söylemini hangi sosyo-politik, tarihyazımsal ve kültürel koşullarla etkileşim halinde şekillendirdiği, bu şekillenme sürecinde ne tür metinler-arasılıklar ürettiği sorularına cevap aranmakta, Kozanoğlu’nun söz konusu alanlardaki düşüncelerinin, saf yazarlığı ve tarihyazımsal algısının eleştirel söylem analizi aracılığıyla açımlanması, bağlamsallaştırılması ve problematize edilmesi hedeflenmektedir. Yazının kuramsal çerçevesini Lefebvre’in “mekânın temsilleri” ve “temsil mekânları”, Foucault’nun “disipliner pratikler”, Orhan Pamuk’un yeniden yorumladığı “saf ve düşünceli yazar” kavramları oluşturmaktadır.
This article examines Abdullah Ziya Kozanoğlu’s authoritarian discourse on architecture, rural and urban space and built-environment in the early Republican Era, mainly in the 1930’s in Turkey and it attempts to answer questions such as how he constructed his narrative on architecture, under which circumstances his ideas and historiographical approach were formed, what kind of intertextuality he had produced. This article tries also to explicate, contextualize and also problematize Kozanoğlu’s naive perception of rural space, culture, past and World history. Here terms such as “representations of space” and “space of representations” by Lefebvre, “disciplinary practices” by Foucault and “naive and sentimental novelist” by Orhan Pamuk are used as theoretical frame work.