Milli Mücadelenin kazanılması neticesinde TBMM Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında Lozan Barış Konferansı’nın toplanması kararlaştırıldı. Lozan Barış Konferansı’na İtilaf Devletleri hem TBMM Hükümeti’ni hem de İstanbul Hükümeti’ni davet ettiler. İstanbul Hükümeti de konferansa katılmak isteyince TBMM Hükümeti bunu kabul etmedi, 1 Kasım 1922’de aldığı kararla saltanat makamını hilafet makamından ayırarak kaldırdı. TBMM’nin saltanat makamını kaldırmasından sonra Sultan Mehmet Vahidettin, saltanatsız bir hilafet makamını kabul etmeyeceğini söyledi. Bu dönemde gelişen birtakım olaylarla birlikte hürriyet ve hayatının tehlikede olduğunu düşünerek 17 Kasım 1922’de İngiliz Malaya Zırhlısı ile İstanbul’dan ayrıldı. Böylece hilafet makamı boşaldı. Hilafet makamının boşalması üzerine TBMM Hükümeti Abdülmecit Efendi’den bazı konularda teminat alarak 18 Kasım 1922’de O’nu halife seçti. Halife seçimi konusunda TBMM’de bazı tartışmalar oldu ise de bunlar üzerinde görüşmeler yapılıp mesele bir karara bağlandı. Halife seçildiği Abdülmecit Efendi’ye İstanbul’da TBMM Hükümeti temsilcisi Refet Paşa tarafından bildirildi. Abdülmecit Efendi Halife seçildikten sonra 24 Kasım 1922 Cuma günü İstanbul’da bir biat merasimi yapıldı, hilafet alayı düzenlendi. Biat merasimine TBMM tarafından Meclisten seçilmiş on dokuz kişilik bir heyette katıldı. Tören sırasında TBMM’nin intihap mazbatası Abdülmecit Efendi’ye teslim edildi.
It was decided to convene the Lausanne Peace Conference between the Government of Turkish Grand National Assembly and the Entente States in the wake of the acquisition of the National Struggle. The Entente States invited both the Government of Turkish Grand National Assembly and the Istanbul Government to the Lausanne Peace Conference. When the Istanbul Government wanted to attend the conference, the Government of Turkish Grand National Assembly did not accept it and on November 1, 1922, it decided to remove the sultanate from the caliphate. After the removal of the sultanate by the Turkish Grand National Assembly, Sultan Mehmet Vahidettin said he would not accept the caliphate without sultanate. On November 17, 1922, he left Istanbul with the British Malaya Armor, thinking that his freedom and life were at stake along with some events that developed during that period. So the caliphate was empty. Upon the emancipation of the caliphate, the Government of the Turkish Grand National Assembly took a guarantee from Abdülmecit Efendi on some issues and assigned him as the Caliph on November 18, 1922. Although there were some debates on the assignment of the caliph in the Turkish Grand National Assembly, negotiations were held on this issue and reconciliation was provided. Abdulmecit Efendi’s assignment as the caliph was notified to him by Refet Pasha, a representative of the Turkish Grand National Assembly in Istanbul. After Abdulmecit Efendi was assigned as the caliph, an allegiance ceremony was held in Istanbul on Friday, November 24, 1922 and the caliphate regiment was organized. A delegation of nineteen people was elected to attend to the allegiance ceremony by the Turkish Grand National Assembly. During the ceremony, Abdulmecit Efendi was delivered the certificate of assignment by the Turkish Grand National Assembly.