After the dissolution of the Union of Soviet Socialist Republics, the discourse of “how they have gained their independence” in the literature about the Central Asian Republics, which is called “backyard” even today, continues to be effective. Based on the discourse in question, the disintegration process of the Soviet Union was mentioned in the framework of the uprisings that took place in the territory of the three republics as of the end of the 1980s. Afterward, the policies implemented by the republics that wanted to integrate into the new system were tried to be analyzed in a holistic way. In addition, although the politics pursued by the 3 Turkic Republics in order to get rid of the Soviet and Russian influence, the new nation-building process was examined, and after the independence, a blessing was attributed to the independence by the mentioned republics, and when all these processes are examined, the experiences related to the post-independence process will be strengthened. The analysis made in the study plans to make this wave of independence more meaningful. It aims to develop a comparative perspective on cultural policies applied in the nation-building process, especially language policies. In addition to this, the study has a unique quality as it brings together the scattered issues in the literature about the independence of the Turkic Republics. It also aims to add a new perspective to the reader in this regard.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılışının ardından, Rusya’nın günümüzde dahi “arka bahçesi” olarak adlandırılan Orta Asya Cumhuriyetleri hakkında literatürde var olan “Bağımsızlıklarını nasıl kazandılar?” söylemi hala etkisini sürdürmektedir. Çalışmada, söz konusu söylemden yola çıkılarak, 1980’lerin sonu itibariyle, üç cumhuriyetin topraklarında meydana gelen ayaklanmalar çerçevesinde Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecine değinilmiştir. Sonrasında yeni sisteme entegre olmak isteyen cumhuriyetlerin uyguladığı politikalar bütüncül şekilde analiz edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca 3 Türki Cumhuriyet’in De- Sovyetizasyon ve De-Rusifikasyon çerçevesinde izledikleri siyasetle yeni ulus inşa süreci irdelenerek bağımsızlıklarının ardından söz konusu cumhuriyetler tarafından bağımsızlığa bir kutsiyet atfedilse de tüm bu süreçler incelendiğinde bağımsızlık sonrası sürece ilişkin yaşananlar söylemler ile güçlendirilmeye çalışılacaktır. Çalışmada yapılan analizler ile bu bağımsızlık dalgasını daha anlamlı bir hale getirmeyi planlamaktadır. Dil politikaları başta olmak üzere ulus inşa sürecinde uygulanan kültür politikalarına yönelik karşılaştırmalı bir bakış geliştirmeyi amaçlayan çalışma buna ilaveten Türki Cumhuriyetlerin bağımsızlığı hakkında literatürde dağınık halde bulunan konuları bir araya getirilmesi sebebiyle özgün bir nitelik taşımakta ve okuyucuya bu konuda yeni bir perspektif katmayı amaçlamaktadır.