Tarihi kökenleri İlk Çağ’a kadar uzanan panayırları, içerdikleri etkinliklere göre ticarî, dinî veya sosyal panayırlar; çevreyle etkileşimlerine göre de bölgesel ya da uluslararası panayırlar olarak sınıflandırmak mümkündür. Osmanlılar zamanında imparatorluğun Balkan ve Anadolu topraklarında bu nitelikleri örnekleyen çok sayıda panayır kurulmuştur. Panayırlar 19. yüzyılın gelişen ulaşım, üretim ve pazar imkânları içerisinde özelde gelişme eğilimindeki kentlerin, genelde ise ülke ekonomisinin önemli bir faaliyeti olarak Osmanlı iktisadi hayatında kabul görmüştür. Panayırlar üzerine yapılan araştırmalar, panayırların süreleri ile ekonomik büyüklükleri arasında bir paralellik olduğunu ortaya koymaktadır. Diğer taraftan panayır incelemeleri Osmanlı toplumunun sosyo-ekonomik yapısının daha iyi anlaşılmasına vesile olabilecek bazı alt başlıkları içermektedir. Panayır bürokrasisi, vergileri, memurları, ticareti, güvenlik tedbirleri, tüccarların nitelikleri, eğlence ve kültürel faaliyetleri üzerinde durulması gereken bu başlıkların bazılarıdır. Bu çalışmada yalnızca Osmanlılar döneminin değil Anadolu tarihinin en köklü panayırlarından biri olan Zile Panayırı ele alınmıştır. Yapraklı (Çankırı) Panayırı ile birlikte Anadolu’nun en eski panayırlarından biri olduğu bilinen Zile Panayırının, resmi olarak 15 gün ve bazı özel durumlarda bir aya kadar uzayan süresiyle ve ticari kapasitesiyle Anadolu’da kurulan beş büyük Osmanlı panayırından biri olduğu anlaşılmaktadır. Daha önce halkbilimsel açıdan incelenen Zile Panayırı bu çalışmada Osmanlı dönemine ait çeşitli arşiv belgeleri üzerinden ve tarihi bir perspektif ile ele alınmıştır.
Fairs, whose historical origins date back to the Antiquity, are commercial, religious or social fairs according to the activities they involve; It is possible to classify them as regional or international fairs according to their interaction with the environment. During the Ottoman period, many fairs were established in the Balkan and Anatolian lands of the empire, exemplifying these characteristics. Fairs were accepted in the Ottoman economic life as an important activity of the cities that tended to develop in particular, and of the country's economy in general, within the developing transportation, production and market opportunities of the 19th century. Research on fairs reveals that there is a parallelism between the duration of fairs and their economic size. On the other hand, the fair studies include some sub-titles that can be instrumental in better understanding the socio-economic structure of the Ottoman society. Fair's bureaucracy, taxes, officials, trade, security measures, qualifications of merchants, entertainment and cultural activities are some of these topics that should be emphasized. In this study, Zile Fair, which is one of the most rooted fairs not only in the Ottoman period but also in Anatolian history, is discussed. Zile Fair, which is known to be one of the oldest fairs in Anatolia together with Yapraklı (Çankırı) Fair, is understood to be one of the five great Ottoman fairs established in Anatolia, with a commercial capacity of 15 days, and in some special cases up to a month. Zile Fair, which was previously examined from a folkloristic perspective, is discussed in this study through various archival documents belonging to the Ottoman period and with a historical perspective.