TEMEL KAYNAKLAR BAĞLAMINDA KADIN VE KADININ EĞİTİMİNE YÖNELİK BİR DEĞERLENDİRME

Author :  

Year-Number: 2022-LX
Yayımlanma Tarihi: 2022-09-30 11:38:31.0
Language : Türkçe
Konu : Felsefe ve Din Bilimleri
Number of pages: 3012-3032
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Kadın olgusu tüm zamanlarda tartışma konusu olmuş, günümüzde de tartışılmaya devam edilmektedir. İlk emri “Oku” ayeti ile başlayan, ilim öğrenmeyi kadın-erkek ayrımı yapmadan her Müslümana farz kılan İslam dini; tefekkür etmeyi, araştırmayı emretmiş, tebliğ edilmeye başladığı andan itibaren kadınları da içine alan bir eğitim faaliyetini ve zihinsel dönüşümü başlatmıştır. İslam’ın sunduğu bu anlayış çerçevesinde pek çok kadın âlim yetişmiş, hadis, fıkıh, tefsir gibi ilimlerin yanında sağlık, tarih, şiir gibi pek çok alanda da ilmi hayata katkılar sunmuş ve çeşitli ilim dallarının sonraki nesillere aktarılmasında önemli hizmetler yerine getirmişlerdir. Ancak zaman içinde bazı coğrafyalarda gerek dinin yanlış ve eksik anlaşılmasından ortaya çıkan yanlış yorumlamalar ve gerekse kültürel kodların İslami öğretilerin önüne geçmesiyle kadınların eğitimi konusu tartışmalı hâle gelmiştir. Bu çalışmada temel kaynaklar Kur’an ve hadis ile ilk dönem uygulamaları incelenerek İslam’ın kadına ve kadınların eğitimine yönelik bakış açısı ele alınmıştır. Sözü edilen gayeye ulaşmak için alana yönelik kitaplar, makaleler, tezler incelenerek doküman analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular sistematik bir biçimde analiz edilerek yorumlanmıştır. Kur’an’ın temel ilkeleri ve Hz. Peygamber’in uygulamaları değerlendirildiğinde kadını eğitimden mahrum bırakan ve cinsiyet ayrımcılığını çağrıştıran bir yaklaşımdan söz edilemez. Hz. Peygamber’in kadın-erkek ayrımı yapmadan, insanları ilim öğrenme konusunda sadece teşvik etmekle kalmadığı, aynı zamanda insanları eğitebilmek için yoğun bir gayret sarf ettiği ve kadınların öğrenme hürriyetinin sağlandığı bir ortamın oluşturulduğu kaynaklarda mevcuttur. Kadının bireysel ve toplumsal rollerini yerine getirebilmesi, toplumsal ilişkilerini düzenleyebilmesi ve iyi bir kul olabilmesi iyi bir eğitim ile mümkündür.

Keywords

Abstract

The subject of women has always been controversial, with discussions continuing to this today. In the religion of Islam, the first commandment begins with the verse "Read,” this makes learning, meditation and research obligatory for every Muslim without distinguishing between men and women.  Within this framework offered by Islam, many female scholars have been trained and have performed important roles including teaching science to the next generation. In addition to sciences, hadith, fiqh, tafsir, etc. they were engaged in sciences such as health, history and poetry. However, in certain regions the issue of women's education has become a controversial issue due to misinterpretations or an incomplete understanding of the Islamic religion texts and the precedence of cultural codes over Islamic teachings. This study examines the topic of women and their education from the perspective of Islam, using the Qur'an and hadith as primary sources. In order to achieve these goals, related books, articles, and theses were evaluated using a document analysis method. These findings were analysed and interpreted in a systematic way. Based on the basic principles of the Qur’an and the practices of the Prophet, there are no directives that deprive women of an education or evoke gender discrimination. When the history of Islam and the hadith acquis are examined, we discover that the Prophet not only encouraged people to learn science, without discriminating between men and women, but also created an environment in which women’s freedom to learn was ensured. Women need a good education to fulfil their roles in society, to regulate their social relations and to have the consciousness of being a servant of the God.

Keywords


  • Günümüz dünyasında İslam ve Müslümanlar, çok farklı ithamlara maruzkalmakta, bununla beraber Müslümanlara yönelik önyargı ve ayrımcılıklarartmaktadır. Bu ithamların başında kadın konusu gelmektedir (Erdoğan, 2019).Zamanla değişik anlayışların İslami kisve altında sunulması ve giderekörfleşmesine dayanılarak, kimi çevrelerce İslam’ın kadına ikincil derecede rolbiçtiği anlayışı dayatılmaya çalışılmaktadır (Coşkun, 2006). Bu bağlamdaMüslüman kadının konumu, statüsü, hakları ve sorumlulukları; din, hukuk, sosyalhayat bağlamında tartışmaların odağında yer almaktadır (Berktay, 2021; Genç,2021; Gürkan ve Perşembe, 2020; Kaya, 2021; Karakılıç, 2021, Tekdemir, 2019).Modernleşme ile dünya genelinde yaşanan hızlı değişim bu tartışmalara ivmekazandırmaktadır. Bir yandan Oryantalist kaynaklar Müslüman kadını ezilmiş,tahakküm altına alınmış, hareme kapatılmış (Görgün, 2011), aciz dolayısylakurtarılmaya ve özgürleştirilmeye muhtaç (Erdoğan, 2019), bir varlık olaraktasvir etmektedirler. Bu çevrelerin bakış açısına göre İslam kadını horlamış,ikinci sınıf kabul etmiş ve bu sebeple geri kalmıştır. Diğer taraftan dinîreferansları kullanarak kadını kendi kültürel anlayışlarına hapsetmeye çalışanyaklaşımlar da kadının farklı rollerle kültürel hayata dâhil olmasını garipsemekte;kültüre, dine ve ahlaka aykırı olmakla itham etmektedirler (Albayrak, 2019).Ayrıca IŞİD, Boko Haram, Şebab gibi problemli yapılanmaların İslamireferanslarla sahneye çıkması ve kadına yönelik tutumları, eylemlerini İslamlaözdeşleştirme çabaları durumun vehametini arttırmaktadır. Özellikle miras, çokeşlilik, kadının şahitliği vb. konular gündeme getirilmekte; bir sonraki adımdatöre cinayetleri, erken yaşta evlilikler, kız çocuklarının okutulmaması gibi güncelmeseleler de aynı kapsama dâhil edilerek İslam’da kadın konusu gündemdetutulmaktadır (Kırılmaz, 2020; Martı, 2018). Müslüman kadına yönelik bualgının oluşmasında İslamofobik tutumların yanında bazı Müslümanların yanlıştutumlarının da etkisi vardır. Özellikle temel referanslardan uzaklaşılarakgelenekle, kültürel kodalarla ortaya çıkan söylemler, bu yaklaşımlarıbeslemektedir. Bahsi geçen tartışmalar ekseninde İslam’ın, kadınların pek çok temel hakkını kısıtlayan bir din olduğu görüşü öne sürülmektedir.

  • Belirli bir topluma ait sosyo-kültürel uygulamaların İslami uygulamalarolarak yansıtılması yönünde bir eğilim söz konusudur. Farklı Müslümanülkelerde kadınların statüsü; İslam dinini ve hukuku farklı olarak yorumlama veözellikle bu ülkelerin kadına yönelik tutumlarına göre çeşitlilik göstermektedir.Ortaya çıkan bu farklı anlayışlar ve uygulamalar, kadınların eğitimi konusundatemel dinî metinlerin yanlış yorumlanması ve birtakım kültürel uygulamalarınİslami öğreti ile ilişkilendirilmesinin sonucudur (Tayyaba, 2017). Bu sebeplefarklı ekonomik ve toplumsal koşullarda, farklı tarihsel dönemlerde yaşayanMüslüman kadını tekil olarak değerlendirmek doğru bir yaklaşım olamaz. Bindört yüz yıllık tecrübede o bölgenin kültürü, örf ve adetleri çerçevesinde farklıuygulamalarla karşılaşmak mümkündür (Albayrak, 2019). Her ne kadar Kur’anve hadis ile beslenmiş olsa da var olduğu toplumun kültürü, tarihi, örf ve adetleridoğrultusunda şekillenen uygulamaları esas alarak İslam’a yönelik bir genellemeyapmak doğru değildir. Zira cinsiyet ayrımcılığı geçmişten günümüze devameden bir vakıadır. Kadının toplumdaki konumu sorunu, tarihsel kökenleri oldukçaderinde olan bir sorundur (Geçit, 2013). Günümüzde kadına yönelik mevcutproblemler dünyanın diğer bölgelerinde de kadınların karşılaştıklarıproblemlerden çok farklı değildir. İlahi kaynaklı dinler bu sorunu adaletekseninde çözmeye çalışmıştır. Ancak insanlar ilahi dinlerden uzaklaştıkça ya daeski adet ve uygulamalar ön plana çıktıkça adaletten uzaklaşma yolunagitmişlerdir. Oysaki “cinsiyet farklılıkları, erkek ve kadının sosyal hayattabirbirlerinin eksik yönlerini gidermelerine, sağlam bir bütün oluşturarakkendilerinden beklenen sorumlulukları, bireysel ve sosyal rolleri yerine getirebilmelerine yöneliktir” (Sağlam, 2007).

  • İnsanlar sahip oldukları potansiyeli herhangi bir destek ya da yönlendirmeolmadan gerçekleştiremezler. Bu sebeple eğitim faaliyeti insanoğlu ile birlikteher daim var olagelmiştir. Eğitim, bir çocuğun veya yetişkinin bilgi, beceri,deneyim ve sağlam bir tutum kazandığı organize bir yöntemdir. Bireyin dahauygar, kültürlü, zarif ve yetişmiş bir birey olmasını sağlar (Islam, 2016).Bireylerin kendilerini, yaşadıkları kâinatı, yaratılış gayelerini tanımaları,sorumluklarını kavramaları ancak eğitim ve öğretim ile mümkündür. Eğitim birtoplumun kültürel mirasını ve geleneksel değerlerini korumak, geliştirmek vegelecek nesillere aktarmak aynı zamanda sosyal değişim ve yenilik için biraraçtır. Bu yönüyle asla kişisel bir mesele olarak değerlendirilemez (Halstead2004). Eğitimin hedefi bireyin bir yandan günlük hayatı ve mesleki gelişimi içingerekli bilgi birikimini elde etmesine olanak sağlarken bir yandan da millî,manevi, toplumsal değer ve normları kazandırarak sosyalleşmesine ve kişilikkazanmasına olanak sağlamaktır. Bu özellikleriyle toplumların gelişmesinde, ilerlemesinde en önemli dinamiklerden biridir.

  • Zengin bir eğitim geleneğine sahip olan İslam, bilinen tüm akademikdisiplinlerde yetişmiş olan Müslüman ilim adamları ile özellikle de klasikdönemde öncü sayılabilecek çalışmalar yaparak ilim dünyasına yön vermiştir.İslam tarihi boyunca bilgi arayışı ibadet olarak kabul edilmiştir. İslami öğretininilk emrinin “Oku” (Alak, 96/1) olması, okuma faaliyeti olmaksızın dinin getirdiğimesaja vakıf olunamayacağının bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Özellikleokuma-yazma düzeyinin çok düşük olduğu bir topluma gelen ilk emrin “oku”olması dikkat çekicidir. Bu durum, Müslümanlara öncelikli olarak sorumluolacağı konuların başında okuma ve öğrenmenin geldiğini göstermektedir.Ayrıca Kur’an’ın tamamı doğrudan ya da dolaylı olarak bir öğrenme faaliyetiiçerir. Kur’an’da öğrenmeyi teşvik eden pek çok ayete yer verilmekte, kişininkendisini, yeryüzünü, Allah’ı tanıması, aklını kullanması tavsiye edilmektedir.Bilgisizlik pek çok ayette eleştirilmektedir (Kayadibi, 2012). “İlim öğrenmek herkadın ve erkeğe farzdır” (İbn Mace, Mukaddime, 17) hadisi ile eğitime erişimincinsiyete dayalı bir tercih olmadığı ve kadın erkek ayrımı yapılmadan her bireyineğitiminin son derece önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bu hadis ile kadın veerkekler için ilim talep etmenin sadece bir haktan ibaret olmadığı, aynı zamandabir mükellefiyet olduğu da ortaya çıkmaktadır. İslami eğitimde, bilgi, bir fikirveya tutumdan öte, dinî bir sorumluluktur. Gerçek bilgi ruhun arınması ve ahlakiinceliğin kazanılmasıdır (Alavi, 2008). Eğitimin amacı insanı arındırarak, ondakiyetersizlikleri ortadan kaldırmak, cehaletin yerine bilgiyi koyabilmek böyleceyeryüzünde Allah'ın halifesi olarak görevini yerine getirme konusunda insanınyeterli donanıma sahip olabilmesini sağlamaktır (Tayyaba, 2017). İnsanınkendisine verilen imkân ve nimetleri kullanması, eğitim aracılığıyla gerekli bilgive donanıma sahip olup; yaşantısını ve davranışlarını düzenlemesi ileİslam’da bilgi edinmek yalnızca entelektüel bir merakı tatmin etmek ya dadünyevi çıkarlar elde etmek amacıyla değil; bireyin içinde yaşadığı kâinatıanlaması, kendisinin ve tüm insanlığın yararına bilgiyi kullanabilmesi ve budoğrultuda tüm insanlığa hizmet edebilmesi için gereklidir (Kinsey, 1982). Buçerçevede İslam’da eğitim kavramı bilgi edinme ile birlikte tefekkür etmeyi,aklını kullanabilmeyi, sorgulamayı, araştırmayı, gözlem yapmayı, eleştirmeyi deiçerir. Ayrıca bireylerin dinin ilkelerine uygun biçimde inanabilmeleri veinançlarını davranışlarına yansıtabilmeleri için de ilim öğrenmeleri zaruridir.İslam İlahi gereklilikleri ve bununla beraber çeşitli insanî görevleri yerinegetirmek, yaradılışın gayesini öğrenmek ve hayatı anlamlı bir biçimdeyaşayabilmek adına farklı türden bilgiler (sosyal ve fiziksel bilimler, sanat veya teoloji) edinmeye önem verir.

  • Kur’an’da insanların yaratılış gayesi Allah’a ibadet etmek olarakbelirtilmiştir (Zariyat, 51/56). İslam’da ibadet kavramı kapsamlı bir kavramdır.Sadece namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek gibi pratiklere dayananibadetlerle sınırlandırılamaz. Allah’ın rızası gözetilerek yapılan her güzel iş,yanlış olduğu düşünülerek kaçınılan her davranış ibadet kapsamında ele alınır.İbadet, Allah’ın iradesine bütünüyle teslim olmayı ifade eder ve insanın her işindedoğrudan yana olup yanlıştan kaçınmasını gerektirir. Bunun içinde Allah’ın emirve yasaklarını tanımak gerekir. Dolayısıyla doğru ile yanlışı ayırt edebilmek,gerçek anlamda doğru yolu bulabilmek, orada istikrarlı bir şekilde yürümek vekendisi için uygun bir hayat tarzı benimseyebilmek için bilgiye ulaşmak herMüslüman için bir gerekliliktir (Abukari, 2014). Kur’an’da “Allah'tan, ancakkullarının bilgili olanlarının hakkı ile sakınabilecekleri” (Fatır, 35/28) vurgulanır.Zira gerçekten bilgi sahipleri nelerin yapılacağı ve yapılmayacağı bilgisinevakıftır. İnsan, bilmediği şeyin ardına düşmemesi noktasında uyarılır ve bilgisini,ilmini arttırması için dua etmesi önerilir (Taha, 114). Bilgiyi elde etmesihususunda teşvik edilir. Hatta savaş esnasında bile bir grubun geride kalarakilimle meşgul olması ve savaşa gidenler geri döndüklerinde onları aydınlatmasıtavsiye edilir (Tevbe, 9/122). Bilen ile bilmeyenin bir olmayacağı ifade edilirken(Zümer, 39/9) ilim sahiplerinin Allah’ın nezdindeki üstünlüklerini vurgulanır.Hz. Peygamber'in tebliğ vazifesini eğitim ve öğretimle gerçekleştirmesininmümkün olacağına dikkat çekilmiştir (Bakara, 2/151). Henüz 7. yüzyılda, Bedirsavaşında esir düşenlerin on Müslüman çocuğa okuma- yazma öğretme koşuluile serbest bırakılması İslam’ın öğrenmeye verdiği önemin göstergelerindenbiridir. “Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol, ya da ilmi destekleyen ol.Beşincisi olma, helâk olursun!” (Dârimî, Mukaddime, 26) hadisi de ilimle ileilişkimizi nasıl konumlandırmamız gerektiğini açıkça belirtmektedir. Kaynaklartoplu olarak incelendiğinde, ilme ve öğrenmeye bu kadar güçlü vurgu yapan birdinin cinsiyetler üzerinden bilgiye erişimi kısıtladığını veya engellediğini iddiaetmek onu yeterince anlayamamak ya da art niyetli yaklaşmak olarak açıklanabilir.

  • Kültürel bir olgu olarak kadın kavramı ve kadının toplumsal konumugeçmişten günümüze uzanan süreçte bir değerlendirmeye tabi tutulduğunda;kadına, kimi zaman uğursuz, akıl ve din açısından eksik gibi olumsuz anlamlaryüklenmiş hatta insan olup olmayacağı bile tartışılmış, bazı toplumlarda kızçocuğu doğurmak utanç sebebi sayılmıştır (Yılmaz, 2007). Eski Roma’dakadınlar zayıf, iradesiz, tehlikeli; karar veremeyecek kadar ürkek ve güçsüz kabuledilmişlerdir. Kadınlar erkeklerle eşit eğitim hakkına sahip olamamış ve ailesininstatüsü sebebiyle daha iyi eğitime sahip olan kadınlar bile kendilerine dayatılanikincil rolü kabul etmişlerdir (Dikyol ve İşbilen, 2018). Geleneksel Çintoplumunda da kadınlar hak ettiği değeri görememiştir. Eğitim hakkındanmahrum bırakılan kadınlar, pek çok kısıtlamaya tabi tutulmuş, yaşam alanlarıevle sınırlandırılmış ayrıca acımasız geleneksel uygulamalara tabi tutulmuşlardır(Kapanoğlu, 2006). Hindistan’da da durum çok farklı değildir. Kadınlar tümkötülüklerin temeli kabul edilmişlerdir. Evlilik, miras gibi hususlarda söz sahibideğilllerdir. Dinî hükümlerin çoğunda erkekten aşağı kabul edilmişlerdir (Kazıcı,2020). Benzer şekilde Yunan mitolojisinde de kadınlar tehlike saçan, başa belaaçan varlıklar olarak resmedilmişlerdir. Belli zamanlarda kadın ve kızlarTanrılara kurban olarak sunulmuşlardır. Erkekler kadınlar üzerinde sınırsız söz hakkına sahip olmuşlardır (Toprak ve Şahin, 2016).

  • Hristiyanlık, Yahudilik, İslam ve diğer dinlerde de kadın kavramı dinekseninde tartışma konusu hâline gelmiştir. Özellikle günümüzde erkeğinkadından önce yaratılmış olması, ilahi mesajın erkekler üzerinden insanlığaulaştırılması gibi varsayımlara dayandırılarak kadınların ikincil bir statüye sahipolduğunu belirten görüşler, İslam’a mal edilmeye çalışılmakta; İslam’ın kadınabaskı uyguladığı, onun temel haklarını kısıtladığı, erkekten daha düşük bir rolbiçtiği ve kadın erkek eşitsizliği yönünde eleştiriler yöneltilmektedir. (Köse,2022; Martı, 2018). Ancak daha geniş bir perspektifle diğer dinlerdeğerlendirildiğinde bunun gibi erkek egemen görüşü haklı çıkarmaya çalışanyaklaşımlara hemen hemen tüm dinlerin yazılı kaynaklarında rastlamakYahudi dinî metinlerinden Talmud’da, “Beni kadın yaratmadığın için sanahamd olsun!” ifadeleri yer almaktadır. Tevrat’ta “Kadın ölümden tehlikelidir.Allah indinde en iyi kişi ondan korunandır. Erkekler içinde binde bir dahi olsunAllah’a layık olan bulunur ama kadınlar arasında asla…” ifadeleriyle kadın bütünmusibet ve felaketlerin kaynağı kabul edilmektedir (Okiç, 1979). Tevrat'ta,yasaklanan ağaçtan Hz. Adem'in yemesine sebep olduğu için Allah’ın kadınılanetlediği iddia edilmektedir (Tekvin, 3-17). Klasik Yahudi metinlerinde“Allah'ın önünde iyi olan adam kadından kaçıp kurtulur, fakat suç işleyen onatutulur." (Vaiz, 7/26) ifadeleri yer almakta, kadın ölümden tehlikeli kabul edilmektedir.

  • Toplumlar kadına yönelik tutumlarını ağırlıklı olarak kendi şartlarına görebelirlemekte ve bu şartlara dinsel anlam yüklemekte zorluk çekmemektedir.Sadece İslam değil küresel ölçekte diğer din ve kültürlerde benzer içerikte kadınayönelik olumsuz söylemler ve tutumlar mevcuttur. Tarihsel süreçte toplumlarınbüyük çoğunluğunda kadınlar temel haklarından mahrum bırakılmış, pek çokdönemde sosyal adaletsizliğe maruz kalmışlardır. Bu durum kadın olgusununkültürel evrimini açıklarken din veya dinler üzerinden açıklamanın yetersizkaldığını göstermektedir. Benzer yaklaşımların diğer din ve kültürlerde varlığı;İslam dinine dayalı kültüre ait düşünce sisteminde kadına olumsuz yaklaşımınİslam’dan değil, onun yanlış yorumlanmasına yol açan toplumsal faktörlerden kaynaklandığının göstergelerinden biridir (Ağçoban, 2016).

  • Kadın öncelikle hakları ve sorumlulukları olan bir kuldur, aynı zamandaeşrefi mahlukattır. Doğuştan herhangi bir eksiklik ve kusuru yoktur. Aralarındadoğal olarak bazı fizyolojik ve psikolojik farklılıklar bulanan kadın ile erkeğiİslâm dini insan olmaları bakımından eşit (Hacc 22/ 5; Secde 32/ 9), farklı rollerisebebiyle de birbirini tamamlayan varlıklar (Bakara 2/178) olarak kabul eder(Yılmaz, 2007). Kadın ve erkek de hayat yolculuğunda birbirlerinin yolarkadaşlarıdır. “Mümin erkekler ile mümin kadınlar birbirlerinin velileridir”(Tevbe, 9/71). Kadın ve erkek birbirleri ile çatışan varlıklar olarakyaratılmamışlardır. Farklı cinslerle ilgili vurgu erkek ve kadının birbirlerindehuzur bulmaları yönündedir. Allah’ın kadın ve erkeğin arasına sevgi vemerhameti yaratması ilahi bir lütuftur. (Rum, 30/21) “Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah'tır” (Araf, 7/189).

  • mükâfatta birbirlerine denktir; haklar ve sorumluluklar orantılı bir biçimdedağıtılmıştır. Zikredilen ayetler bütün olarak değerlendirildiğine Kuran’ın kadınmeselesine yaklaşımının cinsiyet odaklı değil insan odaklı olduğunu söylemekDinî metinlerin öngördüğü ile gerçekte uygulananlar arasında var olanuçurumun, dinlerin belirli kültürlerle etkileşime girerek farklılaştığı varsayımıgöz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekir. Zira kültür ve din birbirinietkileyen, birbiriyle ilişkili sistemlerdir. “Kültür, dinin nasıl yorumlandığını,toplum içindeki yerini etkiler. Diğer yandan din, kültürel değerlerin veuygulamaların oluşumunu etkilemektedir” (Berglund, 2011). Böyleliklebireylerin zihniyetleri yaşadıkları kültürle etkileşime girerek değişimeuğramaktadır. Kuran'ın ataerkil bir topluluk içinde ortaya çıkmış olması veçoğunlukla böyle bir anlayışın taraftarları tarafından yorumlanması, belirli birtopluma ait sosyo-kültürel uygulamaların İslami uygulamalar olarak yansıtılması,zaman içinde kadın aleyhtarı görüşlerin İslam’a ait olduğu algısını ortayaçıkarmıştır. Önceki kültürlerin örfi uygulamaları dinî bir kisve altında tekrarkarşımıza çıkmakta ve halkın örfünde yer alan köklü anlayışlar din gibi sunulmaktadır (Khan, 2016).

  • Kadının eğitimini ve sosyal hayat içerisinde var olmasını vurgulayan dinîmesajlara rağmen ortaya çıkan farklı yorumlamalar ve uygulamalar da ağırlıklıolarak İslam’la tanışmadan önce var olan gelenekler üzerinden yorumlanabilir(Barlas, 2002.) Kadın-erkek her bireyin davranışlarından sorumlu olmaları veyaptıklarından Allah önünde hesap verecekleri göz önüne alındığında; kadınlarınhem bakış açılarını ve anlayışlarını geliştirmeleri hem de Allah’ın onları yarattığıgaye doğrultusunda hareket etmeleri için eğitim alarak gerekli tüm psikolojik vefizyolojik özellikleri edinmeleri kendileri için bir hak ve vazifedir (Abukari,2014). "Sizden hayırlı olana çağıran, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan birümmet olsun" (Al-i İmran, 3/104) ayeti ile kadın erkek ayrımı yapılmamıştır.İyiliği emretme, kötülükten alıkoyma önemli bir eğitim meselesidir. İyiliği tesisetmek, toplumun bütününe yöneltilmiş bir görevdir ve iyiliği emredip kötülüktenalıkoymak eğitimsiz yapılamaz. Yukarıda belirtilen ayetlerin analizlerden açıkçaanlaşılmaktadır ki Kuran’ın dünya görüşü hem kadınların hem de erkeklerin dünyayı imar etme görevi ile eğitilmelerini açıkça desteklemektedir.

  • Kur’an’ın kadına yönelik bakış açısı Hz. Peygamber’in modelliği veuygulamaları ile pekiştirilmiştir. Hz. Peygamber dönemiyle birlikte kadınlarasosyal hayatın her alanında yer açılmıştır. Hz. Peygamber’in uygulamalarıincelendiğinde, onun kadın-erkek ayrımı yapmadan, insanları ilim öğrenmekonusunda sadece teşvik etmekle kalmadığı, aynı zamanda insanları eğitebilmekiçin yoğun bir gayret sarf ettiği İslam tarihi ve hadis müktesebatında mevcuttur.Bu bağlamda Hz. Peygamber’in eşleri ve sahabe en iyi örneklerdir. Hz.Peygamber, evinde, ziyaret ettiği evlerde, mescitte, sokakta, seferde, ibadetesnasında, düğün ve bayramlarda, heyetleri kabulünde eğitim faaliyetini herfırsatta sürdürmüştür (Özbek, 1995). Toplumsal hayat için devlet yönetimi, ilimtahsili, istişare merkezi gibi pek çok işlevi olan mescidin kapıları her daimerkekler gibi kadınlar için de ardına kadar açık olmuştur. Kadın-erkek ayrımıyapılmadan Müslümanlar mescitlerde eğitilmişlerdir. Hz. Peygamberdöneminde, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü mescitlerdeki ilmifaaliyetlere, yoğun bir şekilde kadınların da katıldıkları; Medine devrinde Hz.Peygamber mescidinde kadınlara özel bir suffenin oluşturulduğu ve sabahnamazlarında erkek saflarının arkasında bir kadın safının oluşturulduğu (İbn Sa'd,Tabakat, VIIII/296), kadınların geceleri bile mescide rahatlıkla gidip geldiği(Buhari, Sahih, İlim/32) rivayetlerde yer almaktadır. Hz. Peygamber’in kadınlaratoplu hâlde dersler verdiği gibi onların istekleri üzerine sadece kadınlara mahsusdersler de vererek kadınların eğitiminde onların lehine uygulamalara başvurduğukaynaklarda mevcuttur (Buharî, İlim 36).3 Hadis kaynaklarında bulunan“Allah’ın kadın kullarının Allah’ın mescitlerine gelmelerine engel olmayınız.”(Müslim, “Salât”) hadisi de Hz. Peygamber’in bu konudaki tavrını net bir şekildegöstermektedir. Ümmü Hişâm bint Hârise’den nakledilen; “Kâf suresini bizzatResûlullah’ın ağzından ezberledim. Zira o her Cuma müminlere hitap ederken busureyi minberden okurdu.” (Müslim, “Cuma”, 50-52) ifadeleri de kadınlarınmescitte ne kadar sık bulunduklarının ve mescitlerin birer ilim merkezi olduklarının göstergesidir.

  • Hz. Peygamberin eşleri eğitim konusunda o dönemde örnek ve önderolmuşlardır. Hz. Peygamber; eşleri, Ümm-ü Eymen, Esma, Ümm-ü Seleme,Hafsa, Ümm-ü Habibe, Safiye, Zeynep b. Cahş ve Ümmü-d Derda’yı eğitmiş vedaha sonraları onlar da diğer kadınları eğitmişlerdir (Önder, 2013). Hadisin vesünnetin gelecek nesillere aktarılması ve doğru anlaşılmasında önemli yeri olanHz. Aişe pek çok talebe yetiştirmiştir. Hz. Aişe’nin ilme olan sevgisi ve merakı“bilmediği bir konuyu duyduğunda, onu iyice anlayıncaya kadar sormaya devamederdi.” (Buhari, ilim, 36) hadisi ile belirtilmektedir. Ebu Musa el Eşari’denaktarılan “Allah Resûlü’nün arkadaşları olarak ne zaman bir hadîsi anlamadaproblem yaşasak, hemen Âişe’ye sorardık. Kendisi bize o konuda mutlaka birbilgi sunardı.” (Tirmizi, Menakıb, 62) rivayeti kadınların ilmi noktadakivukufiyetlerini gösteren önemli bir örnektir. Hz. Peygamber’in vefatından 47 yılsonraya kadar İslam dünyasının her tarafından yazılı olarak gelen sorulara yeğeniAişe ile birlikte yazılı cevaplar vererek yazılı öğretimin ilk örneğini başlatmıştır(Hatipoğlu, 2011). Hz. Peygamber’den 2210 hadis rivayet etmiştir. Hz. Aişe'yleilgili olarak Urve b. ez-Zubeyr’in: "İnsanlar arasında Kur'an'ı, farzı, helali,haramı, şiiri, Arap tarihini ve neseb ilmini ondan daha iyi bilen hiçbir kimseyi görmedim" (İbn Hanbel, Musned, IV, 73) ifadesi de dikkat çekicidir.

  • Hz. Peygamber kendisi bizzat kadınları eğitmek için çaba göstermekleyetinmemiş, bir yandan eğitici kadınlar yetiştirirken, bir yandan da erkeklerdenöğrendiklerini kadınlara da öğretmelerini istemiştir. Kendisini ziyarete gelip yenibir şey öğrenenlere Hz. Peygamber: “Ailenize dönün ve onlara da öğretin”tavsiyesinde bulunmuştur. (Sarıçam, 2011) Hz. Peygamber’in, “Her kim üç tanekız çocuğuna veya kız kardeşine güzelce bakar, güzelce eğitimlerini sağlar veonlara şefkatle muamele ederse, Allah o kişiye cenneti vacip kılar” (Tirmizi, Birr,13) hadisi ile kız çocuklarının iyi bir biçimde yetiştirilmelerinin önemi vurgulanmaktadır.

  • Oluşan olumlu iklimin sonucu olarak Hz. Peygamber döneminde sahabekadınları içinde pek çok kadın ilmî alanda öne çıkmıştır. Bunlar arasında; ÜmmüHabibe binti Ebi Süfyan, Hafsa binti Ömer, Esma binti Ebi Bekr, Zeyneb bintiCahş, Ümmü Atiyye, Fatıma, binti Kays, Ümmü Fadl, Fatima Ümmü Ümare,Sevde binti Zem'a, Safiyye binti Abdilmuttalib, Meymfıne binti Haris, ÜmmüHaram binti Milhan, Ümmü Ferve, Dürre binti Ebi Leheb, Safiyye binti Huyeyhadis alanında meşhur olan sahabilerdendir4 (Toksarı, 1993). Tefsir ilmindeYasemine bint Sad ibn Muhammed es-Sîrâvendiyye, Fatıma bin Katbay el-Umeri, Esma bint Musa ed- Dıcai; fıkıhta Zeliha bint İsmail Yusuf, Hatice bint4 Sahabi kadınların isimleri ve hayatları için Bkz., İbn Hacer. İsabe, IV, 224 vd., İbn Sa'd, et- Tabakatii.-1-kübra'nın, VIII. cildin tamamı)

  • Muhammed el- Cüzcani, Fatıma bint Ahmed ibn Yahya, kıraat ilminde anne kızolan Beyrut’lu Beyrem bint Ahmed ile Fatıma bint Muhammed, Sicistanlı Celilebint Ali eş-Şeceri, Mağribli Hatice bint Harun; tasavvufta Bağdatlı Hicab bintAbdillah, Yemenli Hansâ bint Ruhidam ve en tanınmış olanı Rabia bint İsmâ’ilel- Adeviyye, Hz. Ali’nin torunu olan Nefise bint’ül- Hasan gibi isimler zikredilebilir (Okiç, 1979).

  • Kadınların eğitimi Hz. Peygamber döneminde, hadis, fıkıh, tefsir, kıraat,tasavvuf gibi dini ilimlerle de sınırlı kalmamıştır. Bu dönemde, kadınların mesleksahibi olmaları teşvik edilmiş, şartlar elverdiği müddetçe her konuda eğitilmelerisağlanmış ve kadınlar erkeklerin uğraştığı her meslek ve ilim dalıyla uğraşmışlar,kadın olmaları sebebiyle bu faaliyetlerden uzak tutulmamışlardır. Bağ-bahçeişleri, ticaret, okuma-yazma öğretme, sanatkârlık, ilaç yapma, hasta bakıcılık,deri işleme, yün eğirme, dokumacılık, örgü yapma ve koku satma bu işlerden birkısmıdır (Önder, 2013). İslamiyet’in ilk döneminde kadınların, erkeklere özgükabul edilen askeri, siyasi konularda görevler üstlendikleri, savaşlarda dahiyeteneklerine göre görevler icra ettikleri çeşitli kaynaklarda yer almaktadır (Okiç,1979). Dolayısıyla kadınlar özellikle İslam’ın ortaya çıktığı ve geliştiğidönemlerde sadece mescitte değil hayatın her alanında erkeklerle beraber etkinolarak hayata katılmışlar, İslam toplumunun gelişimine katkı sunmuşlardır. Hz.Peygamber döneminde kadınların eğitimine ve sosyal hayatta var oluşlarınayönelik devrim niteliğinde değişiklikler ortaya konmuştur. Hz. Ömer’in “BizCahiliye döneminde kadına zerre kadar değer vermezdik. İslâm gelip de Allahonlardan bahsedince, üzerimizde hakları olduğunu öğrendik.” (Buhârî, “Libâs”,31; Müslim, “Talâk”, 31) şeklindeki sözleri Hz. Peygamber ile birlikte ortayaçıkan kadına yönelik olumlu değişim ve dönüşümü ortaya koyması sebebiyle önemlidir.

  • İlmî hayatta kadınlara yönelik olumlu iklim Hz. Peygamber’den sonra ilkdönemlerde de devam etmiştir. Bu dönemde kadın âlimler sayıca fazla olduğugibi tanınmışlık ve otorite olarak da toplumda ileri düzeyde yer almışlardır.Kadınlar ilim yolculuklarına çıkmış, medreselerde hem ders vermiş hem dederslere devam etmişlerdir. Pek çok erkek kadın hocalardan ders almış ve budurum gayet olağan kabul edilmiştir. Ebu Hanife, İmam Şafi, İmam Malik,Ahmet b. Hanbel, Suyuti gibi pek çok tanınmış İslam âlimi kadın hocalardan ilimtahsil etmişlerdir (Nadwi, 2007). Meşhur âlimlerden Zehebî’nin yüz üç, Tâceddines-Sübkî’nin on dokuz, İbn Hacer’in elli üç ve Süyûtî’nin otuz üç kadın hadishocası zikredilmektedir (Yalçın, 2018). Akram Nadwi tarafından 15 yıllık birçalışmanın sonunda kaleme alınan hadis ve fıkıh alanında çalışan Müslümankadınların biyografilerinden oluşan 40 ciltlik eser kadınların ilim geleneğinesundukları katkıları değerlendirmek açısından oldukça önemlidir. Nadwieserinde, bu alanlarda çalışan 8 bin kadına ulaşır. Ulaşılan rakam çalışmanınsadece hadis ve fıkıh ile sınırlandırıldığı düşünüldüğünde şaşırtıcı düzeydedir(Hamisan, 2019). Sadece bu çalışma bile kadınların Hz. Peygamber’in öğretisini sürdürmede sahip olduğu rolün ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.

  • Hem ilk dönemde hem de yükseliş döneminde İslam toplumlarına ilmîalanda önemli katkılar sunan pek çok kadın bulunmaktadır. Fatıma el-Fihriyyedünyanın ilk üniversitelerinden sayılan Karaviyyin Üniversitesi’nin (859)kurucusudur. 10. yy’da astronomi alanında öne çıkan usturlab yapımcısı MeryemEl-İcliyye de tarihe ismi geçen Müslüman kadınlardandır. Kurtubalı Labana,bilinen az sayıdaki kadın Matemetikçilerden biridir. Süteyta al-Mehamalientelektüel birikiminin yanında cebir ilminde öne çıkan isimlerdendir (Al-Hassani, 2020). Kadınların ilk dönemlerde gerçekleştirdikleri çeşitli ilmîfaaliyetlerine rağmen ilmî literatürde kendilerine yeterince yer bulamadıkları da bir gerçektir.

  • İslam’ın kadına yönelik ilerici anlayışına rağmen zamanla kadınlar -azsayıda farklı örnek olsa da- ilim hayatından uzaklaşmışlardır. Özellikle İslam’ınfarklı coğrafyalara dağılmasıyla birlikte tarih boyunca devam eden olumsuzanlayış İslam kültürüne de sirayet etmiştir. Nadwi’ye göre bunun sebebiMüslümanların kadını ikincil bir varlık olarak kabul eden Yunan felsefesininİslami ilimlere nüfuz etmesidir. Bunun dışında İslam toplumlarındaki sosyolojikdeğişimler, savaşlar, haçlı seferleri, Moğol istilaları ve sömürgeci işgal dönemleride yalnız kadınların değil genel olarak ilmî hayattaki gerilemenin sebepleri arasında sayılabilir (Albayrak, 2019).

  • tefsir ve hadis kaynaklarına eklemlenmiştir (Kızılkaya Yılmaz, 2019). Kadınlailgili pek çok konu zamanla temel kaynaklardaki bağlamından koparılarak tartışmalara dâhil edilmiştir.

  • Abukari, A. (2014). Education of women in islam: A critical islamic interpretation of the quran. Religious Education, 109(1), 4-23.

  • Ağçoban, S. (2016). Kadın olgusunun kültürel gelişimi ve islam’da kadının yeriüzerine tartışmalar. Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD), 2(1), 14-24.

  • Al-Hassani, S. (2020). Women’s Contribution to Classical Islamic Civilisation:Science, Medicine and Politics. https://muslimheritage.com/womens-contribution-to-classical-islamic-civilisation-science-medicine-and- politics/, Erişim tarihi: 12.05.2022.

  • Alavi, H. R. (2008). Nearness to god: A perspective on islamic education.Religious Education, 103(1), 521. http://doi.org/10.1080/00344080701 807361.

  • Albayrak, H. Ş. (2019). Kadın Olmak–İslam, Gelenek, Modernite ve Ötesi. İz Yayıncılık.

  • Barlas, A. (2002). Believing Women in Islam: Unreading Patriarchal Interpretation of the Qur’an. University of Texas Press.

  • Berglund, J. (2011). Global questions in the classroom: The formulation ofislamic religious education at muslim schools in sweden. Discourse:Studies in the Cultural Politics of Education, 32(4), 497-512. http://doi.org/10.1080/01596306.2011.601549

  • Berktay, F. (2021). Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın. Metis yayınları.

  • Coşkun, S. (2006). Yetişkin eğitimi bağlamında Hz. Peygamber’in kadınlarıeğitim siyaseti. Atatürk Üniversitesi İlâhiyât Tetkikleri Dergisi, (26), 75- 93.

  • Dikyol, D. Ç., & İşbilen, E. Ş. (2018). Antik roma toplumunda kadın ve eğitimi. Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları, (37), 459-479

  • Erdoğan, H. (2019). İslamofobi bağlamında müslüman kadın imgesi. Dergiabant, 7(14), 637-651.

  • Geçit, B. (2013). John Stuart Mill’de kadının toplumsal konumu. Beytulhikme An International Journal of Philosophy, 3(2), 105-127.

  • Genç, M.F. (2021). Kadına Şiddeti Önlemede Din ve Değerler Eğitimi. Nobel Akademik.

  • Gürkan, S. & Perşembe, E. (2020). İslam kadın ilmihallerinde kadının toplumsalhayattaki yeri: kadın ve erkek ilmihal yazarları üzerine birkarşılaştırma. Turkish Studies-Comparative Religious Studies, 15(2), 211-222.

  • Hatipoğlu, M. (1991). İslam’ın kadına bakışı. İslami Araştırmalar Dergisi, (5), 223-227.

  • Halstead (2004). An islamic concept of education. Comparative Education, 40(4), 517-529. http://doi.org/10.1080/0305006042000284510

  • Hamisan, N. S. (2019). Al-Muhaddithat: The Women Scholars in Islam: By Mohammad Akram Nadwi. Ulum Islamiyyah.

  • Islam, M. S. (2016). Importance of girls’ education as right: a legal study fromislamic approach. Beijing Law Review, (7), 1-11. http://dx.doi.org/10. 4236/blr.2016.71001

  • Kapanoğlu, S. (2006). Çin’de Kadın İmgesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

  • Karakılıç, N. Y. (2021). Kadın girişimciliğinin İslamiyet perspektifindendeğerlendirilmesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 23(1), 268-289.

  • Kaya, B. H. (2021). Aile İçi Sorun ve Suçların Önlemesinde Dini-AhlâkîDeğerlerin Etkisi. Yayınlanmamış doktora tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi.

  • Kayadibi, F. (2012). İslam dini'nin eğitim ve öğretime verdiği önem. Journal of Istanbul University Faculty of Theology, (4), 33-44.

  • Kazıcı, Z. (2020). İslâm’da kadın:(bir mukayese). İlahiyat Akademi, (11), 57-72.Khan, S. T. (2016). Islam and girls’ education: obligatory or forbidden. Cultural and Religious Studies, 4(6), 339-345.

  • Kırılmaz, A. (2020). Batı’da artan islamofobi algısının müslüman kadınlar üzerindeki etkileri. Bölgesel Araştırmalar Dergisi, 4(1), 178-206.

  • Kinsey, D. C. (1982). Toward a reformulation of islamic education. Comparative Education Review, 26, (2).

  • Köse, F.B. (2021). Müslüman Kadının Tarihi. 5 cilt. Ensar Yayınları.

  • Martı, H. (2018). İslamofobi ve Avrupa’da müslüman kadın imajı. Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 7(13), 36-46.

  • Nadwi, M. A. (2007). Al-Muhaddithat: Notes for a talk on the women scholarsof hadith. http://interfacepublications.com/images/pdf/AKRAM_Article 2.pdf, Erişim tarihi: 11.05.2022.

  • Okiç, M. T. (1979). İslâmiyette Kadın Öğretimi. DİB Yayınları.

  • Önder, M. (2013). İslam’ın ilk yıllarında kadın eğitimi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 13(1), 141-153.

  • Özbek, A. (1995). Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed. Esra Yayınları.Sarıçam, İ. (2011). Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı. DİB Yayınları.

  • Tayyaba, B. (2017). The role of Islam in Influencing the Perception on TertiaryEducation of Senior Secondary Pakistani and Non-Pakistani Muslim Girls in Hong Kong. University of Hong Kong.

  • Tekdemir, S. Z. (2019). Kadının İslamdaki ve Batı Toplumlarındaki KonumununSosyal Düzen Açısından İncelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

  • Toksarı, A. (1993). Hz. Peygamber devrinde kadın. Diyanet İlmi Dergi, 29(4),Toprak, S. & Şahin, K. (2016). Kültürel ve dinsel perspektifte kadın kimliği.International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish. 11(18), 203-214

  • Yalçın, M. F. (2018). Memlükler döneminde ilmî hayatta bir kadın: meryem el- ezraiyye. İlahiyat Tetkikleri Dergisi, (50), 295-319.

  • Yılmaz, H. (2007). Hz. Peygamber döneminden günümüze kadınlar ve cami eğitimi. Değerler Eğitimi Dergisi, 5(14), 107-130.

  • Yılmaz, R. K. (2019). Sahih, mevzu ve bağlamından koparılan hadislerdeki kadın algısının analizi. H.Ş. Albayrak (Ed.) Kadın Olmak. İz Yayıncılık.

                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics