It has been necessary to develop some theoretical approaches in order to solve today’s asylum seeker, refugee and immigrant issue. In this article, some concepts will be mentioned in the context of problems experienced in 2010 in particular, the birth of a new theoretical approach called the IRealism (the IRealist Approach) regarding solving problems will be witnessed while theories such as Idealism and Realism are used. In order to base this approach on well-founded, Hegel’s thesis+antithesis=synthesis point of view will be used, attributions will be made to Positivist and Post-Positivist theories to form the methodology of the IRealist approach. Besides, chronological information will be given by the help of all this knowledge in the perspective of the Idealism-Realism Synthesis (the IRealism), the periods of World War I and II, significant characters such as Fridtjof Nansen and their contributions to the problems of asylum seekers and refugees will be mentioned. The transition process of Syrian asylum seekers from Turkey to the Balkans and countries of the European Union will also be mentioned to transfer the theoretical knowledge trapped in the abstract area to the concrete area. What is more, the repercussions of behaviors of countries such as Greece etc. on legal issues such as the Geneva Refugee Convention will be analyzed, while the conceptual deficit in this area will be tried to be solved by the IRealism, it will be explained how actors such as state and international organization should create a balance element. In the conclusion field, it will be mentioned that how the flow of asylum seekers and refugees in the world increases, what kind of scenario will be faced unless the IRealist measures are taken, which agreements and treaties should be a guide for a solution and if these measures are not taken, what kind of consequences will take place in Turkey, the Balkans, Europe etc.
Günümüz sığınmacı, mülteci ve göçmen sorununun çözülebilmesi adına kimi teorik yaklaşımların geliştirilmesi elzem olmuştur. Bu makalede de özellikle 2010 sonrası dönemde yaşanan problemler bağlamında kimi kavramlardan bahsedilecek, İdealizm ve Realizm gibi teorilerden yararlanılırken, sorunların çözümü anlamında İRealizm (İRealist Yaklaşım) adlı yeni bir teorik yaklaşımın doğuşuna tanıklık edilecektir. Bu yaklaşımın sağlam bir temele oturabilmesi için Hegel’in tez+antitez=sentez bakış açısından yararlanılacak, İRealist yaklaşımın metodolojisini oluşturmak için de Pozitivist ve Post-Pozitivist kuramlara atıflar yapılacaktır. Ayrıca, tüm bu bilgi birikiminin yardımıyla İdealizm-Realizm Sentezi (İRealizm) perspektifinde kronolojik bilgiler verilecek, I. ve II. Dünya Savaşları dönemlerinden, Fridtjof Nansen gibi önemli şahsiyetlerden ve bunların sığınmacı-mülteci sorunlarına katkılarından bahsedilecektir. Soyut alan içinde sıkışıp kalan teorik bilgilerin somut alana aktarılması adına Suriyeli sığınmacıların Türkiye’den Balkanlara ve Avrupa Birliği ülkelerine geçiş sürecine de değinilecektir. Bunlara ek olarak, Yunanistan vb. ülkelerin davranışlarının Cenevre Mülteci Sözleşmesi gibi hukuksal konulara yansıması incelenecek, bu alanda oluşan kavramsal açık İRealizm ile çözülmeye çalışılırken devlet ve uluslararası örgüt gibi aktörlerin nasıl bir denge unsuru oluşturması gerektiği anlatılacaktır. Sonuç bölümünde ise, dünyadaki sığınmacı ve mülteci akışının nasıl bir artış içinde olduğu, İRealist önlemler alınmazsa nasıl bir senaryo ile karşı karşıya kalınacağı, çözüm için hangi anlaşma ve sözleşmelerin kılavuz olması gerektiği ve şayet bu önlemler alınmazsa Türkiye, Balkanlar, Avrupa vb. coğrafyalarda ne tür sonuçlar meydana geleceğinden bahsedilecektir.