Tarih sahnesi içerisinde insanlar tarafından bilinçli veya bilinçsiz şekillerde meydana getirilen soyut ve somut unsurlar bütünü, halk kültürünü meydana getirmektedir. Halk kültürü ortaya çıktığı toplumun bütün özelliklerini kapsarken bir yandan da zamanın değişimleri karşısında gelişip dönüşerek farklılaşma temayülü gösterir. Sözlü kültür ürünleri, halk kültürünün en önemli unsurlarındandır. Bünyesinde barındırdığı kültürel kodların sonraki nesillere aktarılmasını sağlayan sözlü kültür unsurları, aynı zamanda kolektif belleğin ve hayal gücünün de ögelerini barındırır. Sözlü kültür aracılığıyla ortaya çıkan anlatılar, zamanla değişir ve yeni unsurları da bünyesine katarak hayatiyetini devam ettirir. Teknik/teknolojik imkânlar sayesinde yazı ile buluşan sözlü kültür ürünleri, zamanla radyo, sinema, televizyon ve bilişim çağında internet ile daha fazla değişime uğrar. Bu değişimlerle şifahi olan görsele dönüşür. Sözlü kültür unsurları görsellik zemininde yeniden kurulurken, temelde var olan üslup ve göstergeleri, yeniden kuranların üslubuyla yer değiştirir. Her uyarlama veya dönüştürüm yeni bir üslup demektir. Bu şekilde, yüzlerce yıllık anlatılar senarist ve yönetmenlerin ve hatta oyuncuların kendi üsluplarıyla yoğrularak yeni hallere bürünür. Bu çalışmada Arzu ile Kamber hikâyesinin beyaz perdede kendine ne şekilde yer bulduğu, senarist ve yönetmenler tarafından ne gibi üslup ve gösterge değişikliklerine uğratıldığı konusu incelenecek ve bir halk hikâyesinin sinemaya ne şekilde kaynaklık ettiği üzerinde durulacaktır.
The whole set of abstract and concrete elements created consciously or unconsciously by people within the historical scene constitutes folk culture. While folk culture includes all the characteristics of the society in which it emerged, it also shows a tendency to differentiate by developing and transforming in the face of time changes. Oral culture products are among the most essential elements of folk culture. The aspects of oral culture, which enable the transfer of cultural codes to the next generations, also contain collective memory and imagination. Narratives that emerge through oral culture change over time and continue their life by incorporating new elements. Thfeaturests of oral culture, which meet with writing thanks to technical/technological possibilities, undergo further changes with radio, cinema, television, and the internet in the information age. With these changes, the oral becomes visual. While the elements of oral culture are reconstructed based on visuality, their underlying style and signs are replaced by the type of reconstructors. Each adaptation or transformation means a new style. In this way, hundreds of years old narratives take on new forms by being kneaded with the tyles of scrtypesters, directors, and even actors. This study will examine how the story of Arzu and Kamber found its place on the silver screen, what kind of stylistic and indicative changes screenwriters and directors subjected to it, and how a folk tale became a source for cinema.