Tabiat içinde yaşamını idame ettirmek zorunda olan insan, yeryüzüne geldiği andan itibaren yiyeceğini ve giyeceğini karşılamak için avcılık ile uğraşmıştır. Doğal yaşam alanında avlayabileceği hayvanları çeşitli aletler kullanarak avlayan insan, zamanın sürekliliğinde av tekniğini de geliştirmiştir. İlk başlarda basit ve ilkel aletlerle yapılan av; zamanla ok, yay ve ağ gibi aletlerin kullanıldığı bir av kültürüne dönüştürülmüştür. Süreç içinde avcılık insanlar tarafından farklı faaliyetler ve etkinlikler için de bir araç olarak kullanılmıştır. İlk başlarda sadece temel gereksinimleri karşılamak için yapılan av etkinliği, sonraları spor ve eğlence amacıyla da yapılmıştır. İnsanların bir araya gelerek yaptıkları av etkinlikleri böylelikle sosyal yaşamın bir halkasına dönüşmüştür. Geçmişteki sosyal hayatın edebî metinlere tezahür etmiş hali olan klasik Türk edebiyatında da av kültürüne ait birçok içerik bulunmaktadır. Hangi hayvanların nasıl avlandığını, av sırasında hangi âletlerin kullanıldığını ve nasıl tuzaklar hazırlandığı gibi pek çok içeriğin tarihî izlerini klasik metinlerden sürebiliriz. Şairlerin çeşitli hayallerle süsledikleri av tasvirlerine bakıldığında gerçek hayatla örtüşecek şekilde çeşitli mecazî anlamları da şiirlerinde kullandıklarını görebiliriz. Çalışmamızdaki asıl amaç klasik Türk edebiyatında av anlamına gelen sayd, şikâr; avcı anlamına gelen sayyâd kelimelerini araştırmak ve şairlerin bu kelimeleri klasik edebiyatının hayal dünyasında av tasvirleriyle birlikte nasıl kullandıklarını tespit etmek olacaktır.
Human, who has to survive in nature, has engaged in hunting to provide his food and clothing since the moment he came to earth. Human, who hunts the animals he can hunt in the natural habitat using various tools, has also developed his hunting technique over time. At first, hunting was done with simple and primitive tools; over time, it became a hunting culture where tools such as arrows, bows and nets were used. During the process, hunting was used by people as a tool for different activities and events. At first, hunting was done only to meet basic needs, but later it was also done for sports and entertainment purposes. Hunting activities where people come together have thus turned into a link of social life. There are many contents of hunting culture in classical Turkish literature, which is the manifestation of past social life in literary texts. We can trace the historical traces of which animals were hunted and how, which tools were used during hunting, and many other contents, from classical texts. When we look at the hunting descriptions that poets embellish with various dreams, we can see that they use various metaphorical meanings to coincide with real life. The main purpose of our study is sayd and şikar which means hunt in classical literature; The aim will be to investigate the words sayyâd, meaning hunter to determine how poets use these words with hunting descriptions in the imagination of classical literature.