Tarih eğitimi sayesinde nesiller geçmişlerini öğrenir ve geleceğe yeni pencereler açarlar. Bu çerçevede tarih bilimi, oldukça önemli yer tutar. Burada tarihi gerçeklik ve bakış açısının genişliği, olay ve olgulara derinlik katar. Gerçeklik ve genişlik, olay ve olguların gerçek manada algılanabilmesini kolaylaştırır. Tarihsel gerçekler araştırılırken, savaş ve siyaset gibi sadece iki konu üzerinden açıklanması, tarih bilimini sığ bir duruma sokmakta, bilimden beklenen gerçeklere ulaşma, geleceğe yön verme idealine aykırı düşmektedir. Marc Bloch ve Lucien Febvre, tarih yazımında disiplinler arası bir bakış açısını savunarak, 1929’da Annales Okulu yöntemini oluşturmuşlardır. Onlar, tarihi bir olay ya da olgu araştırılırken psikolojiden ekonomiye, sosyolojiden antropolojiye kadar, birçok bilimden yararlanılmasının gerekli olduğunu savunmuşlardır. Bu ekol, Türkiye’de de tarih yazıcılığı alanında kullanılmıştır. Fuat Köprülü, Ömer Lütfi Barkan, Halil İnalcık gibi tarihçiler Annales ekolünün, Türkiye’de tanınmasını sağlamışlardır. Bu çalışmada, tarih yazıcılığına yeni bakış açısı getiren Annales Okulu incelenerek, bu okulun sahip olduğu yöntemin, Türkiye’deki tarih yazıcılığına yansımaları değerlendirilecektir.
History education is very important. Thanks to this education, generations learn about their past and open new windows to the future. In this context, the science of history occupies a very important place. Here, the historical reality and the breadth of the perspective add depth to the events and facts. Reality and breadth make it easier to perceive events and facts in real terms. While investigating historical facts, explaining them through only two subjects such as war and politics puts the science of history in a shallow situation and goes against the ideal of reaching the facts expected from science and directing the future. Marc Bloch and Lucien Febvre created the Annales School method in 1929, advocating an interdisciplinary perspective in historiography. With this school, many sciences, from psychology to economics, from sociology to anthropology, should have been used while investigating a historical event or phenomenon. This school has been used in the field of historiography in Türkiye. Historians such as Fuat Köprülü, Ömer Lütfi Barkan and Halil İnalcık made the Annales school known in Turkey. In this study, the Annales School, which brings a new perspective to historiography, will be examined and the reflections of this school's method on historiography in Turkey will be evaluated