‘İZZÎ'YE YAPILAN ŞERHLER BAĞLAMINDA ‘ALÎ EL-EŞNEVÎ'NİN ‘İZZÎ TEKMİLESİ

Author :  

Year-Number: 2021-LI
Yayımlanma Tarihi: 2021-04-23 00:55:21.0
Language : Türkçe
Konu : Temel İslam Bilimleri
Number of pages: 1377-1400
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

İlim erbabı arasında Tekmiletu’z-Zencânî/Tasrîfu Molla ʿAlî gibi isimlerle meşhur olan bu eser, ʿAlî el-Eşnevî’nin (ö. 1152/1739) kaleme almış olduğu en önemli çalışmaları arasında yer almaktadır. Söz konusu eser, Arap grameri alanında önemli bir konuma sahip olup sarf ilminin temel konularını kısa ve öz bir şekilde ele almaktadır. Tekmiletu’z-Zencânî telif edildiği günden bu yana dilcilerin ilgisini çekmiş ders, ta'lîk ve şerh gibi çalışmalara konu edilmiştir. Ayet, hadis, Arap şiiri ve darb-ı mesel gibi şâhidlerle zengin bir muhtevaya sahip olan eser, isminden de anlaşılacağı üzere ʿİzzî’nin tekmilesidir. Bilindiği gibi ʿİzzuddîn Abdulvehhâb b. İbrâhîm ez-Zencânî (ö. 660/1262) tarafından telif edilen ʿİzzî, muhtasar eserler kategorisinde yer alması sebebiyle sarf ilminin birçok önemli kaide ve kurallarını kapsamamaktadır. Eşnevî’nin bu eserinde ʿİzzî’de yer almayan bir takım kaidelerin de dile getirildiği görülmektedir. Eşnevî, ʿİzzî üzerinde çalışma yapan diğer dilciler gibi Zencânî’nin kelimelerini yalnızca şerh açısından konu edinmemiştir. Aynı zamanda o yaptığı bu çalışmasında, ilgili metnin orijinalliğini önemli düzeyde bozarak bir takım değişiklikler meydana getirmiştir. Mudakkik ve zeki bir dilci olan Eşnevî’nin, bu eserinde uzun cümleler yerine daha çok özlü ifadeler kullandığı gözlemlenmektedir. Bu çalışmada ʿAlî el-Eşnevî’nin kısa hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiş ve Tekmiletu’z-Zencânî adlı eseri; aidiyeti, yazılış nedeni, önemi ve metodu gibi başlıklar çerçevesinde anlatılmaya çalışılmıştır.

Keywords

Abstract

This research which is famous with the name of Tekmiletu’z-Zencani/Tasrifu ‘Ali The Mollah among the scholars is one of the most important studies that ‘Ali al-Esnewy (d. 1152/1739) wrote them. The aformentioned work succinctly considered the main subjects of grammar field which has an important place in Arabic morfoloji. Tekmiletu’z-Zencani has gotten the attention of linguists since the day when it was accommodated, and it was mentioned in the studies such as lesson, adjournal and gloss. The work which has a rich content with the evidences such as verse, hadith and Arabic poetry is ‘Izzi’s additions as it is understood from its name. As it is known, ‘Izzi which was written by ‘Izzuddin Abdulvehhab b. Ibrahim ez-Zencani (d. 660/1262) does not include many important principles and rules of grammar science as it is in the category of brief works. It is seen that a set of principles which are not available in ‘Izzi were mentioned in Esnewy’s work. Esnewy did not mention Zencani’s words only in terms of gloss such as other linguists working on ‘Izzi. Similarly, he made a set of changings by affecting the relevant text’s originality at important levels in this research which was made by him. It is observed that Esnewy who was an investigator and intelligent linguist mostly used concise statements instead of long sentences in the work. In this research, the information was given about Ali Esnewy’s brief life and works, and his work in the name of Tekmiletu’z-Zencani was tried to be told in the framework of titles such as its belonging, reason to be written, importance and method. 

Keywords


  • Birincisi, o dönemlerde pek çok kişi Kur’an’ı ezbere bildiklerinden dolayı, ayetin siyak ve sibakını tespit etmek kendileri için herhangi bir açıdan problem yaratmıyordu. İkincisi, önceki dönemlerde günümüz dünyasına kıyasla eğitimöğretim henüz tam olarak gelişmediği için bir yazıyı yazmak bugünkü gibi kolay değildi. Bu sebeple müellifler, gerekli görmedikleri ibareleri eserlerinde bulundurmamışlardır. Müelliflerin bu yöntemi esas almalarındaki üçüncü ve en önemli sebep ise okuyucunun dikkatini şâhid kısmına yoğunlaştırarak konuya hâkimiyetlerinin artmasını istemeleriydi. Nitekim eğer ayetin diğer parçası da aktarılmış olsaydı okuyucunun dikkati ayetin bütününe dağılır ve şâhid parçasında gafil kaldıklarından konuda verilmek istenen mesaj tam olarak anlaşılamazdı. Ancak günümüz dünyasında bulunan öğrencilerin çoğu eskiye nazaran Kur’an’ın 93 Eşnevî, Tasrifu’l-ʻallâme, s. 119, 138, 233. 94 Buradaki sayısal verilerde kitabın her bir sayfasında kaynağın sadece bir kere yer alması dikkate alınmıştır. Zira aynı sayfada birden fazla yer alan isimler mevcuttur. Örnek için bk. Eşnevî, Tasrifu’l-ʻallâme, s. 61, 63, 78, 93, 100, 114, 218, 219. 96 Eşnevî, Tasrifu’l-ʻallâme, s. 95, 103, 104, 107, 105, 180. 97 Bazı kaynaklarda istidlâl terimleri de kullanılmaktadır. Bk. Ahmet Tekin, Kur’ân’ın Dilbilimsel Yönü Vâhidî’nin el-Basît Adlı Tefsiri Bağlamında, İlahiyat Yayınları, Ankara, 2018, s. 137. ezberlenmesi dışında farklı konulara yöneldikleri için eserlerde söz konusu yöntemin işleyişi onları ciddi anlamda zora sokmaktadır. 15. Örnekleri Eşnevî’nin Tekmiletu’z-Zencânî isimli eseri detaylı bir şekilde irdelendiğinde verilen örneklerin genellikle İbnu’l-Hâcib'in Şâfiye ve Merâh gibi klasik sarf kitaplarındaki örneklerden meydana geldiği fark edilmiştir. Eşnevî, kendinden önceki müellifler gibi örnekleri daha çok kelimeleri 99كve 98نحو bağlamında sunmaktadır. Örneğin o, sülasî mücerred masdarının çeşitlerini işlerken 'aynu’l-fiili meftûh ve lâzım فعل’nin masdarı için 100,نحو رَ کَ عَ علی رُ کُ وع müteaddî فعل’nin masdarı için 101,نحو ضَ رَ بَ علی ضَ رْ ب meslek bildirmek için نحو کَ تَ بَ علی کِ تَ ابَ ة, titremek ve dalgalanmak için صُ رَ اخve sesler için de 103104 نحو خَ فَ قَ علی خَ فَ قَ ان şeklindeki masdarları örneklendirmektedir. Görüldüğü gibi Eşnevî’nin eserinde verilen nadide örnekler sayesinde son derece verimli ve faydalı bilgilerin aktarımı sağlanmaktadır. Eşnevî, önekleri verirken bazen sanki karşısında bir öğrenci ile konuşuyormuş gibi تقول müfred, müzekker ve muhatab kipini kullanmaktadır.105 Müellifin böyle bir yönteme başvurmasındaki asıl sebebin okuyucunun dikkatinin dağılmasını ve zihninin ders dışında başka şeylerle meşgul olmasını önlemek istediğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. 16. Eser Üzerine Yapılan Bazı Çalışmalar Dilbilimcilerinin dikkatini üzerine çeken Eşnevî’nin Tekmiletu’z-Zencânî isimli eseri üzerine birçok şerh, ta’lîk ve hâşiye kaleme alınmıştır. Söz konusu eser, halen İslâm âleminin medrese geleneğinin başucu eserleri arasında yerini korumaktadır. Eser üzerine yapılan bazı çalışmalar aşağıda zikredilmiştir. eşŞeyh Sa‘dullâh el-Mâvîlî (ö.1247/1831) tarafından kaleme alınan Hâşiyetu'l98 Örnek için bk. Eşnevî, Tasrifu’l-‘allâme, s. 32,37. 99 Örnek için bk. Eşnevî, Tasrifu’l-‘allâme, s. 31. 100 Eşnevî, Tasrifu’l-‘allâme, s. 37. 101 Eşnevî, Tasrifu’l-‘allâme, s. 37. 103 Eşnevî, Tasrifu’l-‘allâme, s. 37; Mahsum Taş, Muntecebuddîn el-Hemedânî ve el-Ferîd fî iʻrâbi’l-Kur’âni’l-mecîd adlı eserinde lügat ve sarf, Son Çağ Yayınları, Ankara, 2020, s. 158. 105 Örnek için bk. Eşnevî, Tasrifu’l-‘allâme, s. 199,200,203,204. isbâh, Eşnevî’nin Tekmiletu’z-Zencânî isimli eseri üzerine yazılan en eski hâşiyedir. a. Hâtimetu’t-Tasrîf ‘alâ tekmileti’t-Tasrîf adındaki eser, Molla Pîrût (ö. ?/?) tarafından telif edilmiştir.106 b. Âlimler arasında nükteli ve anlaşılması zor ibarelerle meşhur olan Hâşiye ‘alâ şerhi'l-Eşnevî alâ't-tasrîf isimli eser, ‘Alî el-Kızılcî (ö.1296/1878) tarafından kaleme alınmıştır.107 Aynı zamanda bu eserin kendisi de birçok hâşiye ve ta’lîke konu olmuştur.108 c. Muhammed Hasan Huseynî İbnu’l-Vâjî’nin (ö.1329/1911) kaleme aldığı Havâşi ‘alâ Tasrîfi Mollâ ‘Alî isimli eser, diğer farklı alanlarda telif ettiği risâleleriyle birlikte neşredilmiştir.109 106 Söz konusu eser, Ahlâm İsmâîl Abdulkerîm Şihâb et-Tikrîtî tarafından Tikrît Üniversitesinde 1996 yılında yüksek lisans tezi çerçevesinde tahkîk ve tahlîl edilmiştir. Daha sonra 2018 yılında Tâhir Molla Abdullâh el-Bahrikî tarafından tahkîk edilmiş ve Hâşimî yayınlarınca basılmıştır. 107 Molla ‘Alî b. Molla Muhammed b. Molla Mahmûd el-Kızılcî, 1240 yılında Süleymaniye’ye bağlı İbrâhîm Âvâ köyünde dünyaya gelmiştir. Arkadaşı Molla ‘Abdullâh ile birlikte dönemin Irak müftüsü Muhammed Feyzî Efendî‘nin yanında uzun bir süre kalmıştır. Feyzî Efendî, onları şu sözlerle övmüştür: “Molla ‘Abdullâh’ın zekâsı ve Kızılcî’nin çabası bir kişide toplanırsa o şahıs benim gibi olur”. İlmî eserler üzerine epeyce hâşiyeleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları lugazlar gibi olup okuyucu tarafından anlaşılması oldukça zor ifadeleri barındırmaktadır. Molla ‘Alî elEşnevî’nin Tekmiletu’z-Zencânî isimli eseri üzerine kaleme almış olduğu hâşiyesi, İbnu’sSubkî’nin Cem’u’l-cevâmi‘ hâşiyesi, ferâiz ve tecvîd ilimlerinde manzûm şeklinde ele almış olduğu risâleleri telif ettiği eserlerinden bazılarıdır. ‘Alî el-Kızılcî, (ö.1296/1878) yılında vefat ettikten sonra Muhammed Hasan, Muhammed Huseyn, ‘Abdurrahîm ve Kâke Heme isminde dört çocuk bırakmıştır. Hayatı hakkında tafsilatlı bilgi almak için bk. Abdulkerîm Muhammed el-Muderris, ‘Ulemâunâ fî hidmeti'l-‘ilmi ve'd-dîn, Dâru’l-Hurriyye, Bağdât, 1983, s. 396–398; Bahrakî, Hayâtu'l-emcâd mine'l-‘ulemâi'l-Ekrâd, 2/317-319. 108 Kızılcî’ye hâşiye veya ta‘lik yazan âlimlerden bazıları şunlardır: Abdurrahmân el-Bicûnî, İbnu’lVâjî, Hûrhûrî, Cevânrûdî, İpris, Hasan b. es-Seyyid ‘Abdulkâdir el-Çûrî (ö. 1322/1909), Biyûrî, Hasan, İbnu’l- Kızılcî, es-Seyyid Ebû Bekr (Kızılcî’nin öğrencisi), İbn Mûmin, es-Seyyid Ahmed, Muhammed Huseyn, İbn Ahmed, Abdurrahîm Nûbârî, Mahmûd b. ‘Alî el-Armerdî, İbn Âdem, Molla es-Seyyid Muhammed Kûltepeyî ve Muhammed Şîrâbâdî. İlgili hâşiyelerin çoğu mahtût şeklinde olup bir kısmı Kızılcî’nin eserinin etrafında, ortasında ve diğer bir kısmı da alt tarafında yer almaktadır. Son olarak Ağrı’da ikamet eden Molla Musa el-Celâlî tarafından Kızılcî’nin eseri üzerine bir hâşiye kaleme alınmıştır. Bu hâşiye, daha önceki dönemlerde Kızılcî’nin eseri üzerine yazılmış bütün çalışmalardan istifade edilerek kaleme alındığı için çok faydalı bir çalışma olmakla birlikte eserde verilen ibareleri kolay ve anlaşılabilir bir dille okuyuculara sunması nedeniyle de önem arz eden bir çalışmadır. Celâlî’nin bu eseri, Ta’likat alâ hâşiyeti ‘alî el-kızılcî adıyla Sembol Yayınevi tarafından 2009 yılında İstanbul’da neşredilmiştir. 109 İlgili hâşiye şu risâlelerle birlikte neşredilmiştir: Lubbu’l-kelâm, Şemâilu’n-nebeviyye, Tecvîdu’l-Ku’rân, Risâle-i vifk, Câmi‘u’l-mesâil, Havâşi ‘ale’l-ma'fuvvât, el-Behiyye fî’l-mantık, Kubrâ fî’l-mantık, Havâşi ‘ale’l-Kızılcî ‘alâ Tasrîf Mollâ ‘Alî, Menâsik hacc. Toplam üç yüz doksan sekiz sayfadan oluşan risâlelerin baskı yeri ve zamanı hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

  • Eşnevî’nin ibareleri özlü bir şekilde ele alındığından diğer birçok esere kıyasla anlaşılması zordur. Nitekim bir ibarenin tam olarak anlaşılamamasına ibarelerin veciz bir şekilde ele alınması sebebiyet vermektedir. Herhangi bir eserin ibaresinde sıfatlar, muzafın ileyhiler, zamirlerin merci‘leri ve faillerin hazfedilmesi okyucuların konuda verilmek istenen ana mesaja tam anlamıyla ulaşamamasına yol açmaktadır. Eşnevî’nin söz konusu ibareleri de mezkûr şeklinde ele alınmıştır. Onun ancak bir paragraflık ifadeyle anlaşılması mümkün olabilecek bilgiyi yalnızca birkaç kelimeyle açıkladığı müşâhede edilmektedir. İlmî kişiliğiyle dikkatleri üzerine çeken Eşnevî’nin böyle bir yöntem uygulaması talebeleri zora sokmaya veya anatılacak konunun anlaşılmasının önüne geçmeye yönelik değildir. Eserinde kapalı ibarelere yer vermesi büyük ihtimalle o dönemde eğitim gören talebelerin ibareleri üstten okumalarından ve mana açısından derine girmemelerinden kaynaklanmaktadır. Böylelikle onun bu uygulamasının sathi zihinleri dikkate alıştırmaya yönelik bir yöntem olduğu düşünülmektedir. Bir tekmile olması hasebiyle müderris ve talebelere Zencânî’nin kapalı ibarelerini izah etmesi gerekirken müğlak bir üslup kullanarak eserini başkaları tarafından açıklanmaya muhtaç kılmıştır. Buna bağlı olarak da 110 Velûd ve çok yönlü bir kişiliğe sahip olan İbnu’l-Karadâğî, talebesi Abdulkerîm el-Muderris tarafından şu övgü dolu ifadelerle tanımlanmaktadır: “İbnu’l-Karadâğî; din ilimlerinde hocaların hocası, araştırmacıların sonuncusu çok faziletli ve büyük bir âlimdir”. Bir âlimin ilgili alanda değerini ortaya koyan en önemli husus hiç şüphesiz kaleme almış olduğu eserleridir. Yazılan eserler, gerek kendi döneminde gerekse kendinden sonra ilim camiasında kabul görmesi onun ilmî yönünün de kabul edilmesine delalet etmektedir. İbnu’l-Karadâğî’nin eserleri dünyanın dört bir yanında büyük bir başarı sağlayarak kendilerini kabul ettirmiştir. Munâzara ve mantık gibi rasyonel ilimlerde daha fazla çalışma yaptığından onun muhakeme gücünün kuvvetli olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle onun bazı eserler üzerine takrirat mahiyetinde olan ince ve ustaca hâşiyeleri ne kadar muhakkik bir âlim olduğunun bariz bir göstergesidir. Bu zat ve eserleri hakkında detaylı bilgi almak için bk. el-Muderris, ‘Ulemâunâ fî hidmeti'l-‘ilmi ve'd-dîn, s. 415–417; Bahrakî, Hayâtu'l-emcâd mine'l-‘ulemâi'l-Ekrâd, 2/345-346. 111 Bk. Halîl es-Sencâvî, el-Kitfu’n-nazîf fî şerhi't-tasrîf , (Neşredenin mukaddimesi), İntişârât, Senendec, 2017, s. 9–10. söz konusu eseri telif edildiği andan itibaren dilcilerin dikkatini üzerine çekerek birçok hâşiye ve ta‘like konu olmayı başarabilmiştir. SONUÇ

  • Zencânî’nin eseri üzerine çalışma yapan dilcilerden bir tanesi de Eşnevî olup Tekmiletu’z-Zencânî isminde bir eser kaleme almıştır. Bazı eserler yazıldığı günden itibaren unutulup tarihin derinliklerinde kaybolup gitmesine rağmen Tekmiletu’z-Zencânî, yazıldığı günden bu yana büyük bir teveccüh görerek medreselerde layık olduğu değeri kazanmıştır. Yapılan araştırma neticesinde söz konusu eserin Zencânî’nin el-ʿİzzî fi’t-tasrîf isimli eseri gibi pek çok dilcinin övgüsüne mazhar olduğu ortaya çıkmıştır. eş-Şeyh Sa‘dullah el-Mâvîlî, Molla Pîrût, ‘Alî el-Kızılcî, İbnu’l-Vâjî, İbnu'l-Karadâğî ve Halîl es-Sencâvî gibi dilciler, eser üzerine şerh, hâşiye ve ta‘lik yazmışlardır. Nitekim bir eserin değerini artıran en önemli ölçütlerden biri kaleme alındığı andan itibaren âlimlerin çalışmalarına konu olmasıdır. Eşnevî’nin Tekmiletu’z-Zencânî isimli eserinde Sa‘deddin et-Teftâzânî, Seyyid Şerîf el-Curcânî ve ‘Alî el-Kârî gibi dilcilerden farklı hareket ettiği tespit edilmiştir. Yukarıda geçen şarihler, el-ʿİzzî fi’t-tasrîf isimli eseri şerh ederken müellifin ibaresini olduğu gibi bırakmış onda herhangi bir tasarrufta bulunmamışlardır. Ancak Eşnevî, bunlardan farklı olarak Zencânî’nin ibarelerinde önemli ölçüde değişiklikler meydana getirmiştir. Nitekim o, eserinin mukaddimesinde de dediği gibi Zencânî’nin bazı kelimelerini değiştirmiş, bazılarını ise direkt silmiştir. Gerekli gördüğü yerlerde de bir takım açıklamalar yaparak Zencânî’nin eserinde bulunmayan bazı önemli konuları eklediği tespit edilmiştir. Kanaatimizce Tekmiletu’z-Zencânî isimli eserin yazıldığı andan itibaren medrese sıra kitapları arasında yerini almasında müellifin söz konusu üslubu belirleyici olmuştur. Aynı zamanda o, böyle bir üslupla eserinde nükteli ve manaca derin ibareleri de kullanmıştır. Bundan dolayı Eşnevî’nin Tekmiletu’zZencânî isimli eseri, medreselerde Abdulgafûr el-Lârî ve Ebû Talip el-Mirzâ gibi ağır ve edebî bir dil kullanan dilbilimcilerin kaleme aldığı eserlerle aynı kategoride yer almaktadır. KAYNAKÇA / REFERENCES Bahrakî, T. M. A. (2015). Hayâtu'l-emcâd mine'l-‘ulemâi'l-ekrâd. Dâru İbn Hazm. Celâlî, M. M. (2009). Ta‘likât ‘alâ Hâşiyeti ‘Alî el-Kızılcî. Sembol Yayınevi. Cevherî, E. N. İ. B. H. F. (1987). es-Sihâh tâcu'l-luga ve sihâhu'l- ‘arabiyye (Cilt 1-6). Thk. Ahmed Abdulğafûr ‘Attâr. Dâru'l-‘İlm li'l-Melâyîn. Curcânî, A. B. M. B. A. S. Ş. (1983). Kitâbu’t-ta‘rîfât. (Thk. Komisyon). Dâru'lKutubi'l-‘İlmiyye.

  • Çârperdî, E. M. F. A. B. T. (2014). Şerhu’l-Çârperdî ‘ale’ş-Şâfiye fî’s-sarf. (Thk.

  • ‘Alî Kemâl). Dâru İhyâi't-Turâsi'l-‘Arabî. Çetin, M. N. (1991). Arap. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi içinde (cilt

  • 11.09.2020 Çağmar, M. E. (2006). Halefu’l-ahmer ve mukaddime fî’n-nahv Adlı Eseri.

  • İlahiyat. Çörtü, M. M. (2015). Arapça Dilbilgisi Sarf. Marmara Üniversitesi İlahiyat

  • Fakültesi Vakfı Yayınları. Ebbâh, M. M. V. (2008). Târihu'n-nahvi'l-‘Arabî fî'l-maşriki ve'l-magrib. Dâru'lErman, U. (2016). “Siirt Medreselerinde İcâzetnâme Öncesi Okutulan Kitaplar

  • ve İçerikleri”. Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. III(1). Eşnevî, A. B. Ş. H. (2014). Tasrifu’l-‘allâme. Hâşimî Yayınevi. Eşnevî, A. B. Ş. H. (2019). Tafsîlu’l-Curcânî. Seyda Yayınevi. Ğarîb, O. M. (2017). Risâle fî talâki’l-Ekrâd. Toplumsal ve Beşeri İlimler

  • İbn Hâcib, E. ‘A. C. O. B. Ö. B. E. B. B. Y. (1995). eş-Şâfiye fî ‘ilmi’t-tasrîf. Thk.

  • el-‘Ayid. İhyâi’t-Turâsi’l-İslâmî. İbn Mâlik, E. A. C. M. B. A. Tâî. (ts.). Elfiyyetu İbn Mâlik. Dâru't-Taâvûn. İbn Madâ, E. A. A. B. A. B. M. (1989). Kitâbu’r-redd ‘ale’n-nuhât. Thk.

  • Muhammed İbrâhîm el-Bennâ. Dâru’l-İʻtisâm. İbn Mes‘ûd, A. B. A. (tarihsiz). Merâhu’l-ervâh. el-Mektebetu’l-Hanifiyye. Karadâğî, Ş. Ö. B. Ş. M. (2014). Hâşiyetu’l-‘allâmeti’l-Karadâğî. Hâşimî

  • Yayınevi. Keskin, M. (2020). Nahiv İlminde Vadıh Türü Eserler ve ez-Zübeydinin Kitabü’l

  • Vadıh Adlı Eseri. İlahiyat Yayınları. Kılıç, H. (1988). Sarf. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi İçinde (cilt 36,

  • 136). http://www.islamansiklopedisi.info/index.php. Erişim tarihi: 30.10. Maral, C. (2019). Kur`ân Tefsirinde Dilbilimsel Yöntem (Taberî Örneği). Ílahiyat

  • Yayınları. Muderris, A. M. (1983). ‘Ulemâunâ fî hidmeti'l-‘ilmi ve'd-dîn. Dâru’l-Hurriyye. Salihoğlu, H. (2018). Abdulkerîm el-Muderris ve Mevâhibu’r-Rahmân Adlı

  • Eserinin Nahiv Açısından İncelenmesi. Seyda Kitabevi. Sencâvî, H. (2017). el-Kitfu’n-nazîf fî şerhi't-tasrîf. İntişârât Yayınları. Sîbeveyh, E. B. A. B. U. B. K. H. (1988). el-Kitâb (Cilt 1-4). Thk. ‘Abdusslâm

  • nuhât (Cilt 1-2). el-Mektebetu’l-ʻAsriyye. Suzan, Y. (2012). “Medrese ve İlahiyat Kavşağında İslâmî İlimler”. Bingöl:

  • Taşköprîzâde, A. B. M. (1985). Miftâhu’s-se‘âde ve misbâhu’s-siyâde fî

  • mevzû‘âti’l-‘ulûm (Cilt 1-3). Dâru’l-Kutubi’l-‘İlmî. Mahsum T. (2020). Muntecebuddîn el-Hemedânî ve el-Ferîd fî iʻrâbi’l-Kur’âni’l

  • mecîd adlı eserinde lügat ve sarf. Son Çağ Yayınları. Tekin, A. (2018). Kur’ân’ın Dilbilimsel Yönü Vâhidî’nin el-Basît Adlı Tefsiri

  • Bağlamında. İlahiyat Yayınları. Tekin, M. (2021). Alî el-Eşnevî İle Yûnus el-Erkatinî’nin Terkîb adlı eserlerinin

  • mukayesesi. Turkish Studies – Religion. 16(1), 103-115. Kehhâle, Ö. R. (1957). Muʿcemu’l-muellifîn (Cilt 1-13). Muessesetu’r-Risâle. Râfiʻî, M. S. (tarihsiz). Târîhu âdâbi’l-ʻArab. Mektebetu’l-İmân. Zencânî, ‘İ. (tarihsiz). et-Tasrîfu’l-ʻİzzî. Mektebetu'l-Henefiyye. B.y.: y.y.. Zencânî, ‘İ. (2007). et-Tasrîfu’l-ʻİzzî. Thk. Enver ed-Dâğistânî. Dâru’l-Minhâc. Ziriklî, H. (2002). el-Aʿlâm kamûsu terâcim li eşheri’r-ricâl ve’n-nisâ min’el

                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics