During the reign of the Ottoman Empire and the early years of the Republic of Turkey established after the War of Independence, several social movements that generally gave rise to revolts emerged for various reasons. In the Ottoman Empire, social movements generally emerged based on religious or economic discontent, while, in the first years of the Republic, they generally emerged as a response to the new state system and practices. Aiming to prevent reforms, social movements that broke out in the early-republican period wanted to hide behind the arguments accepted as legitimate by the society in order to prevent the desired reforms. These baseless arguments, which were frequently voiced in the early years of the Republic of Turkey, were generally based on religious abuse, claiming that ethnic discrimination would be applied, centuries-old religious practices and traditions would be banned, Islamic law (sharia) would be prohibited, etc. During the Ottoman rule, tribes that were dominant in the Eastern Anatolia Region enjoyed partial autonomy due to the distance from the state center and geographical conditions making transportation and communication difficult. In order not to be deprived of this partial autonomy, some prominent tribes in the region started revolts at various times against the newly established republic, which was adopting a strictly centralized structure. This paper aims to explain the revolts that erupted in the Ottoman Empire and the early years of the Republic of Turkey and their reasons within the framework of the concept of social movements.
Osmanlı Devleti zamanından itibaren ve Kurtuluş Savaşı sonrasında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti döneminin ilk yıllarında çeşitli nedenlerden dolayı genellikle isyanlar ile sonuçlanan toplumsal hareketlilikler yaşanmıştır. Osmanlı Devleti Döneminde genellikle dini veya ekonomik temelli hoşnutsuzluklara dayalı toplumsal hareketlenmeler daha sıklıkla yaşanırken, yeni kurulan Cumhuriyette ise genellikle yeni kurulmak istenen devlet sistemine ve uygulamalarına tepki olarak ortaya çıkmaktadır. Bir yenileşme girişimini, ıslahat hareketini veya reformun gerçekleşmesini engelleme amacı taşıyan bu toplumsal hareketler, bu değişimi engellemek için söylem olarak toplum gözünde meşru argümanların arkasına saklanmak istemişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk yıllarında sıklıkla karşılaşılan bu argümanlar ise; genellikle asılsız bir şekilde etnik ayrımcılık uygulanacağı iddiası ile geleneklerin yasaklanacağı ve şeriatın terk edileceği yönündeki din istismarı söylemleri olmuştur. Osmanlı Devleti döneminde Doğu Anadolu bölgesinde etkin olan aşiretler; merkezden uzak oluşu, coğrafi şartların ulaşımı ve iletişimi zorlaştırması nedeniyle kısmen özerk ve hareket serbestliği vardı. Bazı önde gelen aşiretler; yeni kurulmakta olan ve katı merkeziyetçi bir yapıda oluşturulmaya çalışılan cumhuriyet devletine karşı, eski kazanımlarını bırakmamak adına çeşitli zamanlarda isyan hareketleri içine girdiler. Bu çalışmada; Osmanlı Devleti’nde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında ortaya çıkan ayaklanmalara ve sebeplerine toplumsal hareketlilik kavramı çerçevesinde açıklanmaya çalışılacaktır.