İnsan diğer canlı varlıkları arasında muazzam bir yere sahiptir. İnsanın bu değeri onun biyopsişik donanımından gelir. Çünkü insan us sayesinde, el ve kol becerilerini kullanarak medeniyetler yaratır. İnsanı diğer canlılardan ayırt eden temel özelliklerini, varlık farkını dile getiren hem felsefe hem de antropolojidir. Felsefi antropolojinin görevi de bu varlık farklarını ortaya çıkarmak ve açıklamaktır. İnsanın varlık yapısının nitelikleriyle birlikte, onun varlık koşullarından hareket etmesi oldukça önem arz eden bir durumdur. Bu nedenle yapılan çalışmada öncelikle felsefi antropoloji ve insan hakları arasındaki teorik temelleri irdelenmektir. Daha sonrasında felsefi antropolojinin kavramsal çerçevesi ortaya konularak insan haklarının tarihsel süreciyle birlikte günümüzdeki rolü irdelenir. Aynı zamanda insan haklarının temelleri ile insan haklarının korunması bilincine yönelik problemler üzerinde durulmuştur. Çalışmanın sonunda tespit edilen sorunlar felsefi antropoloji bağlamında insan haklarının önemi ve bu hakların iyileştirilmesine yönelik bazı önerileri ortaya konulmuştur.
The human being occupies a tremendous place among other living beings. This value of man comes from his/her biopsychic characteristic. Because man creates civilizations by using his/her intelligence and manual skills. It is both philosophy and anthropology that articulate the fundamental characteristics that distinguish human beings from other living beings. The task of philosophical anthropology is to reveal and explain these differences of existence. Along with the qualities of the human being's existence structure, it is very important to move from the conditions of his existence. For this reason, this study first examines the theoretical foundations between philosophical anthropology and human rights. It is an important problem that, no matter how close the boundaries of philosophy and anthropology are, philosophical concepts are rarely used to explain anthropological events and changes. Then, the conceptual framework of philosophical anthropology is presented and the historical process of human rights and their current role are examined. At the same time, the foundations of human rights and the problems related to the awareness of the protection of human rights were emphasized. At the end of the study, the importance of human rights in the context of philosophical anthropology and some suggestions for the improvement of these rights are put forward.