LOOKING FOR TRACES OF SYMBOLIC VIOLENCE IN NEW MEDIA: A STUDY WITHIN THE FRAMEWORK OF BOURDIEU'S THEORY
Author :
Abstract
In today's world, the influence of television advertisements on social shaping and transformations has reached undeniable dimensions. In this context, the relationship between the concept of symbolic violence and television commercials is increasingly attracting attention. Symbolic violence is defined as the creation of emotional or psychological effects through symbols and images without resorting to physical attack. Television commercials extensively resort to symbolic violence to promote products and influence consumer behavior. Symbolic violence involves the strategy of creating emotional tension in viewers through the contradictions of images, stereotypes, or social norms contained in advertisements. In this context, Pierre Bourdieu's sociology sheds light on the characteristics and infrastructure of symbolic violence. Based on Bourdieu's sociology, this article thoroughly discusses the potential effects of symbolic violence in television commercials on consumers' perceptions and behaviors. One of the main emphases of the article is the fact that symbolic violence in television commercials can deeply affect viewers' perceptions of social norms, gender roles, and consumption habits. These effects can shape consumers' subconscious attitudes, values, and perceptions, thus influencing brand loyalty. Additionally, the study focuses on how these effects should be understood in terms of advertising strategies and social dynamics. In conclusion, the complex relationship between television commercials and symbolic violence has the potential to influence consumers' subconscious, making it an important research area for advertisers, media experts, and social scientists. In this context, this study examines how the clothing brand Kiğılı, by producing commercials containing intense symbolic violence, highlights the filmography and career of actor Oktay Kaynarca, molded by representations of violence, through the lens of Bourdieu's sociology.
Keywords
Abstract
Günümüzde, televizyon reklamlarının toplumsal şekillenme ve dönüşümlerdeki etkisi göz ardı edilemez boyutlara ulaşmıştır. Bu bağlamda, simgesel şiddet kavramı ve televizyon reklamları arasındaki ilişki giderek daha fazla ilgi çekmektedir. Simgesel şiddet, fiziksel saldırıya başvurmadan, semboller ve imajlar aracılığıyla duygusal veya psikolojik bir etki yaratma biçimini tanımlamaktadır. Televizyon reklamları, ürünleri tanıtmak ve tüketici davranışlarını yönlendirmek amacıyla yoğun bir şekilde simgesel şiddete başvurmaktadır. Simgesel şiddet, reklamların içerdiği imajların, stereotiplerin veya toplumsal normların zıtlıkları aracılığıyla izleyicilerde duygusal gerilim yaratma stratejisini içermektedir. Bu bağlamda Pierre Bouirdeu’nun sosyolojisi simgesel şiddetin özelliklerini ve alt yapısını gün ışığına çıkarmaktadır. Bu makalede de Bourdieu sosyolojisi temel alınarak televizyon reklamlarındaki simgesel şiddetin, tüketicilerin algılarına ve davranışlarına olan potansiyel etkileri detaylı bir şekilde tartışılmaktadır. Makalenin ana vurgularından biri, televizyon reklamlarındaki simgesel şiddetin, izleyiciler üzerinde toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve tüketim alışkanlıkları konularında derinlemesine etkiler yaratabileceği gerçeğidir. Bu etkiler, tüketicilerin bilinçaltında oluşan tutumları, değerleri ve algıları şekillendirerek, marka sadakatini etkileyebilmektedir Ayrıca çalışmada bu etkilerin reklamcılık stratejileri ve toplumsal dinamikler açısından nasıl anlaşılması gerektiği üzerinde odaklanılmaktadır. Sonuç olarak, televizyon reklamları ve simgesel şiddet arasındaki karmaşık ilişki, tüketicilerin bilinçaltını etkileme potansiyeli taşıdığından, reklamcılar, medya uzmanları ve sosyal bilimciler için önemli bir araştırma alanı sunmaktadır. Bu bağlamda bu çalışma; bir erkek giyim markası olan Kiğılı’nın, simgesel şiddeti yoğun içeren reklamlar çekerek, sinema-dizi aktörü Oktay Kaynarca’nın şiddetin temsilleriyle yoğrulmuş filmografisi ve kariyerini nasıl ön plana çıkardığını, Bourdieu sosyolojisinin merdivenlerine çıkarak okumaktadır.
