Bu araştırmada bir sınıf içi etkileşim ve ölçme-değerlendirme aracı olan soruların Türkçe derslerindeki kullanımının incelenmesi amaçlanmıştır. Belirtilen amaç doğrultusunda Türkçe öğretmenlerinin sınıf içi ve yazılı sınavlarda ürettikleri sorular ile soru üretme süreçlerine ilişkin görüşleri birlikte ele alınarak soru üretim süreçleri kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseninden yararlanılarak yürütülmüştür. Araştırmanın verilerini araştırmaya katılan 10 Türkçe öğretmeninin soru hazırlama sürecine ait görüşleri, öğretmen adaylarının gözlemleri, katılımcı öğretmenlerin hazırladıkları 221 adet sınav sorusu ve 1042 adet sözlü etkileşim sorusu oluşturmaktadır. Elde edilen veriler içerik analizinden yararlanılarak incelenmiştir. Araştırma sonucunda Türkçe öğretmenlerinin soru üretim sürecinde en çok MEB örnek soruları ile akademik kaynaklardan yararlandıkları, özgün sorular ürettiklerini düşündükleri ancak uygulama esnasında genellikle ders kitaplarına bağlı kaldıkları tespit edilmiştir. Öğretmenlerin sınıf içerisinde sorulardan en çok dikkat çekme, ön bilgileri kontrol etme, derse katılım sağlama ve öğrenmeleri değerlendirme amacıyla yararlandıkları ancak soruları öğrenme sürecini derinleştirmekten çok bir ölçme aracı olarak gördükleri belirlenmiştir. Ayrıca sınıf içi soruların ağırlıklı olarak okuma ve konuşma becerilerine yönelik üretildiği, dinleme ve yazma becerilerine dair soruların geri planda kaldığı saptanmıştır. Bunun yanı sıra öğretmenler soru sorma süreçlerinde kolaydan zora doğru bir strateji izlediklerini ifade etseler de derslerin başlangıcında daha çok orta zorluktaki sorulara yer vermektedirler. Son olarak sınıfta açık uçlu, kısa cevaplı ve evet-hayır sorularının yaygın olduğu, yazılı sınavlarda ise çoktan seçmeli sorulara ağırlık verildiği, sınıf içinde soruların bilişsel düzeyinin genellikle hatırlama ve anlama düzeyinde olduğu, yazılı sınavlarda ise daha üst düzeyde sorular üretildiği ortaya konulmuştur. Sonuç olarak öğretmenlerin sınıf içi uygulamaları ile görüşleri arasında bazı tutarsızlıkların bulunduğu, özellikle özgün soru üretme, soruların zorluk düzeyi ve işlevleri konusunda farkındalıklarının düşük olabileceği tespit edilmiştir.
This study aims to examine the use of questions as an in-class interaction and assessment tool in Turkish language lessons. In line with this objective, the questions generated by Turkish language teachers in both classroom settings and written exams, as well as their perspectives on the question-generation process, were analyzed comprehensively. The study was conducted using a qualitative research design, specifically a case study approach. The data for the research were obtained from the views of ten Turkish language teachers regarding their question preparation process, observations of pre-service teachers, 221 exam questions prepared by the participating teachers, and 1,042 verbal interaction questions. The collected data were analyzed using content analysis. The findings indicate that Turkish language teachers primarily rely on sample questions provided by the Ministry of National Education (MoNE) and academic sources in the question-generation process. Although they perceive their questions as original, they tend to adhere to textbook content. It was also determined that teachers most frequently use questions to attract attention, assess prior knowledge, encourage classroom participation, and evaluate learning. However, rather than employing questions to deepen the learning process, teachers mainly perceive them as an assessment tool. Additionally, classroom questions predominantly focus on reading and speaking skills, while listening and writing skills receive less emphasis. Despite teachers stating that they follow a strategy of progressing from easy to difficult questions, it was observed that they primarily start lessons with questions of moderate difficulty. Finally, while open-ended, short-answer, and yes/no questions are prevalent in classroom interactions, multiple-choice questions are predominantly used in written exams. Furthermore, while classroom questions generally target lower cognitive levels such as recall and comprehension, exam questions tend to assess higher cognitive levels. In conclusion, inconsistencies were identified between teachers' classroom practices and their stated perspectives, suggesting that their awareness of question originality, question difficulty levels, and their functional roles may be limited.