TOKAT’TA BULUNAN 14. YÜZYILA TARİHLENEN BAĞIMSIZ TÜRBELER ÜZERİNE MİMARİ BİR DEĞERLENDİRME

Author:

Year-Number: 2022-LIX
Yayımlanma Tarihi: 2022-08-28 21:42:04.0
Language : Türkçe
Konu : Mimarlık
Number of pages: 2271-2308
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Türkler’in Anadolu topraklarındaki hâkimiyeti sonrası Anadolu’da yaygınlaşan İslami anıt mezar geleneği ile çok sayıda türbe inşa edilmiştir. Türbeler, yaptıran kişinin ve/veya ailesinin genellikle gömülü olduğu küçük boyutlu ve kişiye özel yapılar olması sebebiyle, form, yapı malzemesi, yapım tekniği ve süsleme açısından çok çeşitlilik gösteren bir yapı tipi olmuştur. Bu çalışmada; inşa edildikleri dönemdeki olası kültürel etkilenmelerin türbe mimarisine yansımasını incelemek üzere, günümüzde Tokat şehir merkezinde bulunan bağımsız türbeler arasında inşası Tokat’ın İlhanlı hâkimiyetinde bulunduğu 14. yüzyıla tarihlenen Burgaç Hatun Türbesi, Erenler Türbesi ve Nurettin İbn-i Esentimur Türbesi ele alınmıştır. Nitel araştırma yönteminden yararlanılarak oluşturulan bu çalışmada, seçilen türbelerin mimari ve sanatsal açıdan özellikleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Araştırma kapsamında literatür taraması yapılmış, Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden yapılarla ilgili belge, bilgi, çizim, fotoğraf ve raporlar temin edilmiş ve arazi çalışması yapılarak yapılar yerinde incelenmiş ve bugünkü durumları fotoğraflanarak kayıt altına alınmıştır. Sonuç olarak, Burgaç Hatun Türbesi, Anadolu’nun en erken altıgen türbelerinden biri olması ve Bizans mimarisinde yaygın olarak kullanılan taş-tuğla almaşık tekniği ve yonca biçimli süs çömleklerinin uygulanmış olması dolayısıyla diğer iki türbeden farklılaşmaktadır. Erenler Türbesi’nin ise baldaken tipi türbelerin ilk örneklerinden biri olarak Anadolu’da İslamiyet öncesi ve sonrası yapı örneklerinin İran ve Orta Asya’dan gelen mimari ve sanatsal etkilerle yorumlanmış bir örneği olduğu anlaşılmaktadır. Tuğladan inşa edilmiş, yıldız planlı piramidal külahıyla dikkat çeken Nurettin İbn-i Esentimur Türbesi ise doğu cephesinde yer alan barok karakterli pencere süslemesi ile özelleşmektedir. Bu üç türbe birlikte değerlendirildiğinde, Bizans mimarisi ve sanatı etkisi, Anadolu Selçuklu geleneklerinin devam ettirildiği ve 13. yüzyılın ikinci yarısından sonra gerçekleşen Moğol baskısıyla Anadolu’ya gelmiş olan grupların sanatsal tesirleri altında kaldıkları görülmektedir.

Keywords

Abstract

Following the Turkish conquest, many tombs were built in Anatolia as the Islamic monumental tomb architecture became widespread. Since tombs were small-scale and private structures in which the donors were usually buried with or without their family, monumental tombs became a building type with a wide range of variety in terms of form, building material, construction technique and decoration. In this paper, Burgaç Hatun Tomb, Erenler Tomb and Nurettin İbn-i Esentimur Tomb from Tokat city center, which are freestanding tombs dated to the 14th century when Tokat was under Ilkhanid rule, were examined in terms of their architectural features to assess possible cultural interactions in tomb architecture. In this study, which adopted qualitative research method, the architectural and artistic features of the selected tombs were examined comparatively. Within the scope of the research, a literature review was conducted, documents, information, drawings, photographs and reports related to the buildings were obtained from the Tokat Regional Directorate of Foundations, and the buildings were examined on-site, and their current conditions were photographed and recorded during the field study. As a result, Burgaç Hatun Tomb differs from the other two in terms of being one of the earliest hexagonal tombs in Anatolia and reflecting elements of Byzantine art and architecture, such as alternating brick-stone masonry and quatrefoil ceramoplastic decorations. Erenler Tomb is one of the first examples of baldachin-type tombs, reflecting an interpretation of pre- and post-Islamic architecture in Anatolia together with architectural and artistic influences from Iran and Central Asia. Nurettin İbn-i Esentimur Tomb, which attracts attention with its star-shaped pyramidal brick cone, is distinguished by its baroque window decoration on its eastern façade. An overall assessment shows that, all three tombs were under the influence of Byzantine architecture and art, the Anatolian Seljuk architectural traditions and the artistic influence of the groups that came to Anatolia following the Mongolian pressure that took place after the second half of the 13th century.

Keywords